Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi taMahkemece İcra İflas Kanunu 54. maddesi gereğince icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda yeniden çıkarılacak icra emri borçluya faiz yönünden yeniden şikayet hakkı vereceğinden faize yönelik şikayetin incelenerek sonuçlandırılması doğru değildir. Ancak bu husustaki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının açıklanan husus yönünden düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarınn kabulü ile ..........

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir....

      Temyiz Sebepleri Borçlu; menfi tespit dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda, yapılandırma işlemleri de gerçekleştirildiğini, takibe dayanak 9 adet faturanın asıllarının ve tüketim bilgilerinin bulunmadığının açıkça tespit edildiğini, asıl alacak muhteviyatının yasal olmadığını, faize faiz işletildiğini, murise ait takip talebi incelendiğinde işlemiş reeskont faize ilişkin kdv talebi yok iken mirasçılardan talep edilmesinin ve hesap edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından, işlemiş faizlere KDV eklenerek hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gecikme zammı ve KDV’si eklenmiş olan fatura bedeline, yeniden gecikme zammı ekleyerek KDV'nin de mükerrer olarak talep edilmiş olacağını, faiz hesaplamasının hatalı olduğunu, takip öncesi ve sonrasında kuruma yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini, kuruma yapılan doğrudan ödemeleri icra takip dosyasına beyan edilmediğinden borçtan mahsup edilemediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esasında dava açmış ve Mahkemece ....05.2015 tarihli karar ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dairemizce 03.05.2018 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emrinin iptaline ilişkin ... .... İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esas sayılı şikayet başvurusu sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içerisine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak geri çevirme kararı sonrası gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligatın ve takibin iptalini istediğine göre, mahkemece açılan şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.01.2021 gün ve 2018/129 Esas 2021/54 Karar sayılı ilamına dayanılarak 10.08.2021 tarihinde, davalı ilam alacaklısı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde davacı tarafça ilamda faize hükmedilmemiş olması sebebi ile faiz yönünden takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece fazla talep edilen faiz yönünden takibin iptaline karar verildiği, davalı tarafça asıl alacağın ferisi niteliğinde faiz alacak taleplerinin yerinde olduğu iddiası ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, faizin ilama aykırı talep edildiğinden bahisle icra emrinin ve fazla talep edilen faizin iptaline yönelik şikayet olup, yasal dayanağı İİK'nun 16. Maddesidir. Aynı Kanun'un 17. maddesine göre; icra mahkemesince şikayetin kabulü halinde, şikayet olunan işlem ya bozulur veya düzeltilir ya da memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur....

          Şikayet dilekçesinde fahiş faiz talep edildiği, faiz hesaplamasının doğru olmadığı yönündeki iddiaların duruşma açılıp, gerektiğinde bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak, tarafların, faize yönelik şikayet hakkındaki beyan ve delilleri sorulduktan ve takibe dayanak yapılan ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilen alacaklar yönünden tarafların bildirecekleri bankalardan hakkın doğum tarihi itibariyle mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranları sorularak tesbit edildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin boşanma ilamına dayalı olarak, ilamların icrası yolu ile takibe başlanılmış, örnek 4-5 nolu icra emrinin tebliği üzerine, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurarak, takip dayanağı ilamda faize hükmedilmediği halde icra emrinde faiz istenilmesi nedeniyle faiz yönünden takibin iptalini talep etmiştir....

              Somut olayda, borçlu şirketin icra mahkemesine yapmış olduğu başvuruda, iflas erteleme davasında verilen tedbir sebebiyle takip yapılamayacağına yönelik şikayeti dışında, icra emri ve kıymet takdiri raporundan önce şirkete hiç bir tebligat ulaşmadığını, talep edilen faiz oranının ipotek akit tablosunda belirtilen faiz oranından fazla olduğunu, takipten önce ihtarname gönderilmediğini, İİK'nun 58/3 maddesi gereği alacağın miktarı, faizin işlemeye başladığı gün ve faiz miktarının takip talebinde gösterilmediğini, ilamdaki alacak kalemlerinin takipte doğru gösterilmesi gerektiğini, borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istediği görülmüş ise de bu hususlarda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ve olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....

                İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlem yönünden bozma kararına uymak suretiyle; sigortacılık faaliyetinde bulunanların banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi olabilmesi için sigorta şirketi olmasının zorunlu bulunduğu, sigorta acentelerinin verginin mükellefi olarak kabul edilemeyeceği, sigorta sözleşmesi yapma ve prim tahsil etme konularında yetkili kılınmalarının da mükellef sayılmalarını gerektirmeyeceği, dolayısıyla mükellefiyette hata nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; faiz istemi yönünden ise, davacı tarafından kanuni faiz veya ticari işlerde uygulanacak en yüksek faiz oranında faiz talep edilmişse de; ortada ticari bir iş bulunmadığından tahsil edilen tutarın kanuni faiz oranında hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir....

                  İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlem yönünden bozma kararına uymak suretiyle; sigortacılık faaliyetinde bulunanların banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi olabilmesi için sigorta şirketi olmasının zorunlu bulunduğu, sigorta acentelerinin verginin mükellefi olarak kabul edilemeyeceği, sigorta sözleşmesi yapma ve prim tahsil etme konularında yetkili kılınmalarının da mükellef sayılmalarını gerektirmeyeceği, dolayısıyla mükellefiyette hata nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; faiz istemi yönünden ise, davacı tarafından kanuni faiz veya ticari işlerde uygulanacak en yüksek faiz oranında faiz talep edilmişse de; ortada ticari bir iş bulunmadığından tahsil edilen tutarın kanuni faiz oranında hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu