Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra Hukuk Mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, görevli mahkemede dava açılmadığını, borca ve ferilerine itiraz sürelerinin kanunla düzenlendiğini, davacıların iş bu takibe süresinde itiraz etmediklerini ve gecikmiş itirazın hak düşürücü sürelerini de kaçırdıklarını, davanın zamanaşımından dolayı reddinin gerektiğini, davacıların müddetinde dava konusu faize hiçbir suretle itiraz etmediklerini ve bu yönde bir kayıt da bırakmadıklarını, faize dolayısıyla tutara itiraz etmeme yönündeki iradelerinin devamı niteliğinde davacıların dosya borcunun tamamını üç farklı zamanda ödeyerek icra dosyasını kapattıklarını, icra dosyasının bakiye borcun tamamının ödenerek infaz olduğunu, davanın kabulünün hukuken mümkün olmadığını, itirazın-gecikmiş itirazın en geç takibin tahsil olunmadan önce yani derdest olduğu anda yapılabileceğini, davacıların itirazının kayıt eklemeden borcu ödeyip akabinde ferisi...

ödeme emri gönderildiğini, Borçlu vekili tarafından işbu defa .... tarihinde borca, faize, işlemiş faize ve ferilerine itiraz edildiğini ve itiraz sebebiyle icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğunu, Davacı müvekkili .... ile davalı ........

    Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, bunun üzerine icra dosyasına 328.372,08 TL ödeme yapıldığını fakat kalan kısım 25.985,18 TL için borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davalı borçlunun söz konusu faturayı teslim aldığını ve faturaya itiraz etmediğini, faturalarda ödeme günlerinin belli olduğunu, dava konusu faturaya itiraz edilmemesinin, davalının faturaları içerikleri ile birlikte kabul ettiği anlamına geldiğini, davacının alacağını kanıtlar nitelikte olduğunu, bilindiği üzere TTK Md 21/2 uyarınca faturaya 8 günlük bir itiraz süresi olduğunu, davalı borçlunun faturaya itiraz etmediğini, bu sebeple faturanın içeriğini kabul etmiş sayıldığını, borcun bir kısmına itiraz eden davalının, itiraz etme hakları varken süresi içinde faturaya itiraz etmemesinin kötü niyetini ispatlar nitelikte olduğunu, faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemesi durumunda TTK 21/2'ye göre, itiraz etmeyen kimsenin fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı ve bu durumda...

      İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. .../.. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Ödeme emrine itiraz yasal süresi içinde değilse, takip durmadığından itirazın iptali davası açılması da mümkün değildir....

        İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. .../.. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Ödeme emrine itiraz yasal süresi içinde değilse, takip durmadığından itirazın iptali davası açılması da mümkün değildir....

          İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. .../.. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Ödeme emrine itiraz yasal süresi içinde değilse, takip durmadığından itirazın iptali davası açılması da mümkün değildir....

            Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, borca itirazın reddine karar verildiği, ancak faize ve borcun diğer fer'ilerine itiraz hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve karar verilmediği belirlenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde, asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren aylık %0,819 oranında işleyecek gecikme cezası talep edildiği görülmekte olup, borçlunun itiraz dilekçesinde borca ve fer'ilerine itiraz ettiğini bildirmiş olması karşısında itirazın, alacaklının talep ettiği gecikme cezasını da kapsadığının kabulü gerekir. Kaldı ki mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla borçlu yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur. O halde mahkemece borçluların icra takibinde istenen fer’i alacaklara ve özellikle gecikme cezası talebine yönelik itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....

              Mahkemece takibe yapılan itiraz yerinde görülmemiş, itirazın iptâline ve takibin devamına karar verilmiştir. Ne var ki icra takibinde talep konusu yapılan işlemiş faize de faiz isteği olduğu dikkate alınmayarak, faize faiz yürütülmesine neden olacak şekilde ve BK'nın 104/son maddesine aykırı olarak işlemiş faize de tekrar faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamşıtır. Bunun yanında sözleşme ilişkisinden doğan alacaklarda yanlar arasında kararlaştırılmışsa kesin vade tarihinden, aksi takdirde borçlunun BK'nın 101. maddesi uyarınca temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz yürütülebilir. Somut olayda da taraflar arasında eser sözleşmesinin bulunduğu sabittir. Dosya kapsamındaki kanıtlara göre ise davalı, davacının gönderdiği 12.05.2008 gün ve 23899 yevmiye numaralı Kartal 3. Noterliği'nce düzenlenen ve miktar belirterek ödeme istemi içeren azilname ile temerrüde düşmüştür....

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imza itirazında bulunduğu senetler altındaki imzanın kendisine ait olduğu, takip açılırken 8539 numaralı senedin sehven 8656 olarak belirtildiği, davacının bu yöndeki iddialara itiraz etmediği, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinde faize ilişkin düzenleme bulunduğu ve bu sebeple faize yapılan itirazın da yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, kredi sözleşmesine dayalı borç senetlerinden dolayı fazla ödenen bedelin istirdadı istemidir....

                  Süre aşımı bakımından temyiz dilekçesinin (REDDİNE); 2-Alacaklının temyiz isteminin incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine faturadan kaynaklı hakediş alacağı için genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, borçlunun, asıl alacağın 11.760,18 TL’sine ve takipten önce faiz işletilemeyeceğini ve işletilen faizin fazla ileri sürerek işlemiş faize itiraz ettiği, alacaklı tarafından, asıl alacağa ve faize yapılan itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu