Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada, davalı borçlular işlemiş faize itiraz etmişler ve dava takipte talep edilen 157.270,96-TL işlemiş faize yapılan itirazın iptaline ilişkin olup, bilirkişi kök raporunda, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar 12.290,57-TL akdi faiz ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar 134.422,28-TL temerrüt faizi hesaplamış, davacı vekili temerrüt faizinin hesap kat tarihinden takip tarihine kadar hesaplanması gerektiğine ilişkin itiraz etmiştir....

    Bu durumda mahkemece yargılama sonunda hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, davalının icra takip tarihinden (30.10.2009) önce temerrüde düşürülmediğinden bahisle faize yapılan itiraz yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2010/12985 E. sayılı dosyasında 5.320,20 TL asıl alacak, 263,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.583,88 TL'nin tahsilini istemiş, davalı bu takibe karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde asıl alacak ve faize itiraz etmiştir. Bu itiraz üzerine davacı açmış olduğu iş bu itirazın iptali davasında sadece asıl alacak tutarı olan 5.320,20 TL'yi dava değeri olarak gösterip bu miktar üzerinden harç yatırmıştır. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanın asıl alacak miktarı bakımından alacaklı olduğu karar altına alınmıştır. Bu durumda açılan davadaki harca esas değer olarak gösterilen miktar ile hüküm altına alınan miktar arasında reddedilen bölüm bulunmamaktadır. Mahkemece davanın kabulü şeklinde hüküm oluşturulması gerekirken işlemiş faize yönelik bir talep varmış gibi işlemiş faize yönelik hüküm oluşturulması doğru değildir....

        Davalı borçlu 05.10.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, 2012 yılından bu yana alacaklının kiracısı olduğunu, bugüne kadar kira borçlarını süresinde ödediğini, alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını bildirerek ödeme emrine, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesi'ne başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, borçlu hakkında haciz ve tahliye istemli takip yapıldığı, ödeme emri yazılı kira sözleşmesine dayalı olup, davalı tarafça kira sözleşmesinin varlığına veya sözleşmedeki imzaya açıkça karşı çıkılmadığı, itiraza konu kira bedellerinin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüyle ...3. İcra Müdürlüğünün 2015/2893 E....

          ve bu iddialarının neden reddedildiğine dair hiçbir sebep gösterilmeksizin gerekçesiz olarak davanın reddine karar verildiğini, bu kapsamda, faize itiraz yönünden de gerekli incelemelerin yapılarak yeniden hüküm kurulması gerektiğini belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

          Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının faize itiraz ettiği belirterek, davalının İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyasında faize yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin sözleşmesel / ticari temerrüt faizi ile devamına, davalının %20 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            -KARAR- Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ....Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takip başlatıldığını, davalıların faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ....Şti. vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalıların kredi borçlarını ödemedikleri, davacının talebinde kısmen haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalıların itirazı, işlemiş ve işleyecek faize yönelik olup, mahkemece davalılardan asıl borçlu .....

              .-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde ifadesini bulan taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin, itiraz üzerine duran takibin kısmen iptalinde ayrıca faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun geçici .... maddesi uyarınca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi kapsamında düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ:Hüküm fıkrasının faize dair .... bendinin .... paragrafının tümüyle silinmesine, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 04.....2014 günü oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak senedin teminat amacı ile verildiği itirazı ile birlikte faize ve faiz oranına da itiraz ederek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece faiz ve faiz oranına ilişkin itirazlar değerlendirilmeden davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

                  Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin hükmedilen maddi ve manevi tazminatın çok az olduğuna, davalı vekilinin hükmedilen maddi ve manevi tazminatın fazla olduğuna, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken gözaltı tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu