Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve şikayet olunanların alacağının mahkeme ilamı tarihi olan 06.04.2011 tarihinde oluştuğu ve bu tarihten sonra alınacak tehiri icra kararlarının alacağın varlığı yönünden bir etkisinin bulunmadığı, bu nedenle alacağın şikayet olunanların dosyalarından yazılacak haciz müzekkereleri ile haczedilebileceğine göre, şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Alacağın doğumundan satış tutarının icra veznesine girdiği tarihe kadar alacağa faiz işletilebileceği gözetilerek, şikayetçinin bu yöndeki iddiası karşısında, şikayet olunanların alacağına paranın icra veznesine girdiği tarihten sonra faiz işletilip işletilmediğinin denetlenmesi ve oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, şikayetçi vekilinin bu iddiası dikkate alınmadan bu hususta herhangi...

    Atıfta bulunulan Yargıtay kararı ve kanun hükümleri ışığında tüm dosya kapsamı bir arada gözetildiğinde; dosyamızdaki dava konusu faize yönelik şikayet ile İstanbul 13. Tüketici Mahkemesinin 2020/240 sayılı dosyasının aynı konuda ve aynı taraflar arasında olduğu anlaşılmakla" şeklindeki gerekçe ile davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinden özetle; Huzurdaki müracaatın şikayet olup dava niteliğinin bulunmadığını, derdestlik iddiasının dayanağı yapılan İstanbul 13. Tüketici Mahkemesinin 2020/240 Esas sayılı dosyasının ise genel mahkemede açılan bir dava olduğunu, icra hukuk mahkemesinde görülen dava niteliği bulunmayan müdürlük işlemini şikayet dosyası ile genel mahkemede görülen menfi tespit davasının derdestlik oluşturmasının hukuken mümkün olmadığını, şikayet dosyasının konusunu takip tarihinden sonraki döneme ilişkin işletilecek faiz oranının düzeltilmesi oluşturmakta, İstanbul 13....

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; takipte istenen işleyecek faiz oranının fahiş olup dönemsel faiz oranları uygulanmak suretiyle kapak hesabı yapılması gerektiğini, icra müdürlüğünce satış talimat dosyasına gönderilen 20.03.2022 tarihli satış talimatı yazısında %10 faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda 1.389.910,87 TL olarak bildirilen borç tutarının fahiş olduğunu ileri sürerek söz konusu hesabın iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esaslı noktası, takip talebinde yanlış faiz oranı talep edilmesi halinde ve takip sonrası işleyecek faiz oranlarının da değişkenlik göstermesi sebebiyle döneme göre güncellenmesinin gerektiğini, bu usulsüzlüklerin de süreye tabi olmaksızın şikayet yoluna başvurularak giderilebilmesi gerektiğini, dava konusunun yerel mahkemece söylendiği gibi borca itiraz olmayıp faize dair süreye tabi olmayan memur muamelesini şikayet olduğunu, süreye tabi olmayan şikayet talepleri bakımından takibin kesinleşmesinin önem arz etmeyeceği gibi mahkemece değerlendirilmesi gereken hususun şikayet sebebinin kamu düzenine aykırılık ve kanuna açıkça aykırılık olması olduğunu, muhattabın mercinin de icra mahkemesi olduğunu, davanın fuzuli açılmadığı gibi hatalı mercide de açılmadığını, yerel mahkemece davanın haksız şekilde reddedildiği gibi davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, dosya üzerinden...

      olunanlar vekili ile yine aleyhine şikayet olunan T9 tarafından sunulan istinaf dilekçesinde taraf teşkilinin sağlanmadığı sebebi ile de istinaf yasa yoluna başvurdukları, icra memur muamelesini şikayet usulünün teknik anlamda bir dava olmayıp, 2004 sayılı İİK 'nun da düzenlenen özel bir kanuni başvuru yolu olduğu, bu nedenle şikayet yolunda davacı ve davalı olarak gösterilen kişilerin teknik anlamda bu sıfatı taşımadıkları, şikayet yolunda davalılar olarak gösterilen kişilerin yargılama giderlerine katlanılması için gösterildiği, esasında icra müdürlüğü tarafından yapılan işleme karşı koyma amacıyla ön görülen bu özel kanun yolunda taraf teşkilinin her zaman sağlanabileceği, ayrıca bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerinde usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, aleyhine şikayet olunan T9 ile bir kısım aleyhine şikayet olunanlar vekilinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması karşından 6100 Sayılı...

      niyet tazminatına hükmolunmasını, olmadığı takdirde ödeme emrinin iptali ve faiz oranına itirazlarının kabulü ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizinin uygulanmasına karar verilmesini istemiştir....

      Ayrıca İcra Mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda icra emrinde faizin yasal faiz olmasına yönelik taraflarının ve konusunun aynı olan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1 -15 esas ve karar sayılı kararı kesinleşmiş olup aynı takip dosyası üzerinden artık Anayasa'nın 46. maddesine göre faiz talep edilemez. Mahkemece bu ilkeler ışığında şikayet değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

        Ayrıca İcra Mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen İcra Mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda, icra emrinde faizin yasal faiz olmasına yönelik tarafları ve konusu aynı olan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/6-11 Esas ve Karar sayılı kararı kesinleşmiş olup aynı takip dosyası üzerinden artık Anayasa'nın 46. maddesine göre faiz talep edilemez. Mahkemece bu ilkeler ışığında şikayet değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

          Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedilmesi halinde, B.K.’nun 113/2.maddesi uyarınca halin icabından anlaşılan durum gereği bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından, alacaklı fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını bir başka takiple her zaman talep edebilir. Ayrıca İcra Mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen İcra Mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda icra emrinde faizin yasal faiz olmasına yönelik taraflarının ve konusunun aynı olan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/4-14 Esas ve Karar sayılı kararı kesinleşmiş olup aynı takip dosyası üzerinden artık Anayasa'nın 46. maddesine göre faiz talep edilemez....

            Ayrıca İcra Mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen İcra Mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda icra emrinde faizin yasal faiz olmasına yönelik taraflarının ve konusunun aynı olan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/7-3 Esas ve Karar sayılı kararı kesinleşmiş olup aynı takip dosyası üzerinden artık Anayasa'nın 46. maddesine göre faiz talep edilemez. Mahkemece bu ilkeler ışığında şikayet değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu