Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/11075 E. sayılı dosyasında, şikayet olunan vekilince, takip talebinde gösterilen faiz miktarının hatalı olduğu bildirilerek borçluya muhtıra gönderilmesinin talep edildiğini, şikayet olunanın bu talebiyle, takip talebinde istediği faiz miktarını değiştirdiğini, bu nedenle borçluya yeni bir ödeme emri gönderilmesi gerektiğini, bu tebliğ yapılmadığından takibin kesinleşmediğini, müvekkilinin alacaklı olduğu.... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/10935 E. sayılı dosyasında, ödeme emrinin tebliğden itibaren 5 gün içinde borçlu tarafından itiraz edilmediğinden takibin ve ihtiyati haczin kesinleştiğini, sıra cetvelini düzenleyen ... 17. İcra Müdürlüğü'nce, ödeme süresinin beş gün yerine on gün kabul edilerek müvekkilinin takibinin daha sonraki bir tarihte kesinleştiğini kabul etmesinin ve haczedilen paranın tamamının şikayet olunana verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda Hendek İcra Müdürlüğünün 2009/1709 Esas sayılı icra dosyasından yapılan icra takibinde alacağa % 66 faiz işletildiğini, icra müdürlüğüne faizin fahiş olduğundan bahisle itirazının icra müdürlüğünce dosyaya taraf olmadığı beyanı ile dosyaya alınmadığını, değerlendirilmediğini, genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, asıl borçlu TLS Tekstil AŞ.nin kullanmış olduğu kredi euro bazlı olduğundan faizin de euro cinsinden olması gerektiğini, temerrütün gerçekleşmediğini, sözleşmeye aykırı bir biçimde hesap edilen faiz nedeniyle...

      Mahkemece yasal düzenlemelere ve Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde ilgili bankalardan da faiz oranları celp edilerek, bilirkişi vasıtasıyla işlemiş faiz hesabının yaptırıldığı, fazla istenen faizin 3.835,65 Tl olduğu tesbit edilmesi üzerine, icra emrinden bu miktarın çıkartılarak düzeltilmesi yerine tümden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadar. İİK.nun 17. maddesi gereğince, şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir. Somut olayda takip dayanağı ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmiş olması gerekmediğinden, bu istemin reddine dair mahkeme kararı yerinde ise de fazla istenen faizin düzeltilmesi yönünde karar verilebilecekken icra emrinin iptaline dair mahkeme takdirinde isabet bulunmadığı gibi borçlunun takibin iptali talebi reddedildiği halde alacaklı lehine vakelet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin tamamının alacaklıya yükletilmeside doğru değildir....

        Ayrıca taleple bağlılık ilkesi gereği, şikayet dilekçesinde belirtilen kalemlere ilişkin faiz tutarının değerlendirilmesi gerekirken, icra emrindeki tüm kalemlerin değerlendirmeye tabi tutularak toplam bedelin fazla olmadığı sonucuna varmak doğru değildir. O halde, mahkemece alınan rapora uygun şekilde, şikayet konusu yapılan kalemlerden fazla faiz talep edilenlerle ilgili olarak icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, hükmün yanlış şekilde değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          faiz oranlarının yanlış uygulandığı nedenlerine dayalı olarak icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir Mahkemece, harçtan muaf olması sebebiyle borçlu davacı Kurum'dan harç alınmasına yer olmadığına ve takibe konu mahkeme ilamında yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacaklarına faiz işletilmesi konusunda açık bir karar bulunmadığından alacağa işletilen faizlerin yasal olmadığı nedeniyle bu alacaklar için istenilen işlemiş faizin iptaline karar verilmiştir....

            Mahkemece, borçlular vekilinin talebinden farklı olarak faiz miktarlarına yönelik olarak bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kısmen kabulüne takibin 6.693.62 TL üzerinden devamına karar verilmiş olup hüküm borçlular vekilince temyiz edilmiştir. HUMK'nun 26 maddesi, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez..." hükmünü HMK'nun 297/2. maddesi, ise "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir " hükmünü içermektedir. Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu faize faiz işletildiği ve alacak kalemlerinden yapılması zorunlu kesintilerin yapılmadığına yöneliktir. Mahkemece, incelemenin şikayet nedenleri kapsamında yapılması gerekirken işlemiş faizin değerlendirilmesi yönünde sonuca gidilmesi doğru değildir....

              Bozma sonrası verilen ilamda, bozma öncesinde hüküm altına alınmayan faiz alacağı hakkında da karar verildiği, ikinci takibin bu faiz alacağına ilişkin bulunduğu, bu nedenle ......... İcra Dairesi'nin 2014/66 Esas sayılı takibin mükerrer olmadığı anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece borçlunun mükerrer takibe yönelik şikayetinin reddine karar verilerek diğer şikayet sebeplerinin incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ve İİK'nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Söz konusu ret işleminin dava konusu edilmesi ve yasal faiz istemi üzerine, temyize konu vergi mahkemesi kararıyla, işin esası incelenmek suretiyle, ret işleminin iptaline, yasal faiz istemi yönünden ise, davanın reddine karar verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122'nci maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, aynı kanunun 124'üncü maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvurusu reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükme bağlanmıştır....

                  Mahkemece, taraflardan banka isimleri sorulmuş, bildirilen bankalardan en yüksek mevduat faiz oranı sorulmuş ve bilirkişi raporu alınmıştır. Alacaklı vekilince iş bu dava dosyasına bildirilen ... faiz oranları ile farklı dosyalara bildirilen ... faiz oranlarının farklı olduğu açıklanarak ve diğer dava dosyalarına verilen cevaplar da eklenerek rapora itiraz edilmiş ve bu çelişkinin sebebinin sorulması talep edilmiş ise de bu talep karşılanmadan çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Bu durumda Mahkemece ...'nin fiilen uyguladığı mevduat faiz oranlarının ilgili bankanın genel müdürlüğünden sorularak, faiz oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi faiz oranları getirtilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden şikayet olunana iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu