Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2011/1692 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, 20/02/2015 tarihli hesap tablosu ile bakiye borç miktarının hesaplandığını, 31/03/2015 tarihinde İcra Müdürlüğüne yazılı beyanda bulunularak 20/02/2015 tarihli hesap özetinde belirtilen işlemiş faiz kısmının açıklanması, faiz hesabında hangi oranlara göre hesaplama yapıldığının müvekkili Kurum tarafından ödenmiş olan yasal kesintiler tutarının da dosya hesabından mahsubunun talep edildiğini, İcra Müdürlüğünce taleplerinin reddolunduğunu belirterek ret kararının kaldırılmasını, bakiye faiz borcunun ne kadar olduğunun tespitini, yasal kesintilerin borçtan mahsubunu talep etmiştir. Mahkemece, şikayetin süreden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin şikayet olunan banka yönünden reddine, şikayet olunan Hazine (.... Vergi Dairesi yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vergi dairesi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunan Banka'nın alacağının faiz alacağı olduğunu, borçludan herhangi bir asıl alacağının bulunmadığınından usulüne uygun icra takibinin söz konusu olmadığını, bankanın haczinin düştüğünü, diğer şikayet olunan vergi dairesinin haczinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, şikayetin reddini istemiştir....

      İİK'nun 17. maddesi gereğince, şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir. Somut olayda borçlunun şikayeti faize ilişkin olup icra emrinin faiz yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tümden iptali doğru değildir. SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, İİK’nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren İlama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde karar verildi....

        İlk derece mahkemesi tarafından sonuçları da ihtar edilerek verilen kesin önele rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından fahiş faiz talebi yönünden gerekli inceleme yapılamamış ve ispat külfeti işveren davacıda olmakla şikayet bu sebeple reddedilmiştir. Oysa davacı borçlunun şikayet dilekçesinde açıkça bilirkişi incelemesine de dayandığı ilk derece mahkemesi tarafından taraflarca bildirilen bankalar ve devlet bankalarından mevduata uygulanan faiz oranları sorulduğu, takibin dayanağı olan ilamda faiz başlangıç tarihleri de açıkça bildirilmekle denetimde muallak kalacak herhangi bir husus olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2006/12- 594 Esas 2006/534 karar sayılı ilamı referans alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....

        -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçlu...ın maliki olduğu taşınmazın satışından sonra düzenlenen 14.04.2009 tarihli sıra cetvelinin mahkeme kararıyla iptaline karar verildiğini, bu karar kesinleşmeden aynı dosyada 20.05.2011 tarihinde yeniden sıra cetveli düzenlendiğini, önceki kararın kesinleşmemesi nedeniyle yeni sıra cetvelinin geçersiz olduğunu, ayrıca davalıların da garame hesabına dahil edilmesi gerektiğini, satış tarihine kadar işleyen faiz miktarı nazara alınması gerekirken sıra cetvelinin tanzim tarihine kadar faiz işletilmesinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, şikayetin reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 14.04.2009 tarihinde düzenlenen sıra cetvelinin ...ve ...'...

          tamamının şikayet olunana verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir....

            İlamda hükmedilen ücret alacaklarına uygulanacak en yüksek mevduat faizi oranının tespiti için HGK'nun 20.09.2006 tarih, 2012/594-534 Esas ve Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır. Ayrıca, şikayet dilekçesi içeriği dikkate alındığında, Merkez Bankası faiz tablosu, fiilen uygulanan değil uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan buna göre hesap yapılması doğru olmayacaktır....

              Davacı alacaklı vekili, taraflarınca kamulaştırmasız el atma davasında verilen ilama dayanarak başlattığı ilamlı icra takibinde alacağa kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması talebi ile şikayet yoluna başvurmuş, Ankara 13. İcra Mahkemesinin 30/10/2017 tarih 2017/624 Esas 2017/906 Karar nolu ilamı ile şikayetin kabulüne, dayanak ilamın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz, kesinleşme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden kapak hesabı yapılmasına karar verilmiştir. Ankara 13. İcra Mahkemesinin 22/01/2019 tarih 2018/963 Esas 2019/40 Karar nolu ilamının borçlu tarafından bakiye borcun tespiti talebi ile açılan şikayet davasına ilişkin olduğu, mahkemece takip dosyasının 05/04/2018 tarihinde infaz edilmesinden sonra dava açılmasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

              Mahkemece, davalının iflas ödeme emrine karşı hem şikayet hem de itirazda bulunduğu, şikayet nedenlerinin incelenmesi sonucunda, icra takibinde işlemiş faiz ile alacağa takip tarihinden sonra yeniden faiz yürütülmesinin talep edildiği, takibe konu faizin kapital faiz olmadığı, faiz alacağına yeniden faiz yürütülmesine neden olacak şekilde düzenlenen iflas ödeme emrinin iptaline, bu nedenle de iflas davasının reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Takip talebinde ve ödeme emrinde faize faiz yürütülmesi, iflâs ödeme emrinin iptalini gerektirmez. Bu nedenle mahkemece, işin esası incelenip davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı tespit edilerek ve gerektiğinde BK’nın 104,II hükmü uygulanarak depo kararına esas alacak meblağı belirlendikten sonra, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı bankanın ancak satış tarihine kadar olan alacağının sıra cetvelinde yer alabileceği, faiz bedelinin cetvele dahil edilerek alacaklılara dağıtımının uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı şikayetçi vekili ve şikayet olunan Sosyal Güvenlik Kurumu veklinin istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, şikayet olunan Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusun kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayetçi vekili temyiz etmiştir. İİK 138 ve devamı maddelerinde sıra cetvelinde paylaşıma konu bedel haciz konusu malların satışından elde edilen bedeldir. Somut olayda borçluya ait taşınmazların satışı üzerine şikayetçiye ipotek alacağı ödendikten sonra şikayet üzerine sıra cetveli düzenlenecek dosya değişmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu