Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, kredi kartı borcunu ödemeyen davalı hakkında yapılan takibin vaki itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip talebinde istenen asıl alacağın faize faiz yürütülmesi sonucunda 7.355.-TL.ye ulaştığını, bunun 5464 Sayılı Kanun’un 26. maddesindeki bileşik faiz yasağına aykırı olduğu, yapılan harcama tutarlarına itiraz edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

    üzerinden yapılmasını talep etmiş, mahkemece, borçlu tarafından daha önceden faize itiraz edilmeyerek takip faiz oranının kesinleştiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

      Davacı, davalının kendisi hakkında yaptığı icra takibinde alacağının yıllık % 40 faizi ile tahsilini talep etmiş, davacı taraf takibe itirazında faiz oranına itiraz etmeyerek, mirası reddettiğinden bahisle borçluluk sıfatının bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir.İtirazın iptaline ilişkin davada mahkemenin 9.6.2010 tarihli kararında, 5.530,81 TL asıl alacak ile 16,59 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm 18.4.2011 tarihinde kesinleşmiştir.Davacı taraf itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahiş olduğundan bahisle eldeki davayı açmıştır.HMK.nun 303. maddesi gereğince kesin hükmün varlığı için tarafların, dava sebebinin ve müddeabihin aynı olması gerekir.Davacı tarafça itirazın iptali davasında kesinleşen faiz oranının fahişliği nedeniyle açılan menfi tesbit davasında, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        Ancak, böyle bir durumda, borçlu, ihtarnamedeki kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.Somut olayda, İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen kurallara göre borçlu adına çıkarılan ......

          Borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde işlemiş ve işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı ve takipten önce ve sonraki dönem için de istenen yıllık %61,68 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği de anlaşılmakla, takipten sonrası için yıllık %61,68 faiz oranının akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (yıllık %61,68) üzerinden faiz hesaplaması yapılmalıdır. Davalı alacaklı tarafça, işlemiş faiz alacağına faiz talep edilmediği gibi, icra memurunca da yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşen (akdi faize dönüşen) faiz oranına (%61,68) göre hesaplama yapılmış olup, davacı tarafın şikayeti yerinde değildir....

          Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir....

            Davalı borçlular vekili tarafından icra takibinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde asıl alacağa itiraz etmemiş, işlemiş faiz ve faiz oranına itiraz ederek kısmi itirazda bulunmuş olup, mahkemenin kabulü de bu yönde olmasına rağmen davacının dava miktarından fazla harç yatırmış olması dava konusu edilmeyen asıl alacak miktarını çekişme konusu haline getirmez. Bu nedenle mahkemece uyuşmazlık konusu işlemiş faiz, faiz oranına yönelik kabul ve ret oranları dikkate alınarak reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, mahkemece toplam takip miktarı 831.516,85 TL dikkate alınarak reddedilen 485.385,66 TL üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdir ederek yazılı şekilde fazla vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir....

              Bununla birlikteTTK'nun 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden TBK'nun 88. ve 120. maddelerinde akti ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamalarının ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakla beraber, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanması zorunludur. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz....

                Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir. Somut olayda ise, 20.12.2011 tarihli takip talebinde yürütülmesi istenen işleyecek %80 faiz oranının, yukarıda belirtilen faiz oranlarından birine denk gelmediği açıktır. Bu durumda, faiz oranına itiraz edilmediği de gözetildiğinde alacaklının, takipten sonrası için, yukarıda anılan faizlerden birinin uygulanmasını istediği sonucuna varılamaz. Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işlemiş faizin belirlenmesinde, değişen faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp, itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen %80 faiz oranı esas alınması gerekli olup, mahkemece bilirkişiden aldırılan raporlar da bu yöndedir. Diğer taraftan her iki raporda da %80 faiz oranına göre hesaplama yapılmasına rağmen, bilirkişi ......

                  Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o tür faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal veya ticari faizden farklı olması ve itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda anılan faizin uygulanması gerekecektir. Öte yandan, TTK'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu