Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından elinden alındığını, erkek eşin annesi adına ev alınması için kullanıldığını belirtip, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerine karşılık fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL talep etmiştir. Davalı erkek ise verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından evden ayrılırken götürüldüğünü beyan etmiştir. Davalı erkek tanığı, Haydar Aslan, davalı erkeğin eniştesi olduğunu, ziynetlerin düğünden sonra, düğün borçlarının karşılanması için satıldığını bildiğini beyan etmiştir. Somut olayda davacı kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur....
Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davalı tarafın ikrarı ile, ziynet eşyalarının bir kısmının evlilik birliği içinde kullanıldığı ve bozdurulduğu kanıtlanmıştır. Bu durumda ispat yükü kendisine geçen davalı koca, söz konusu ziynetlerin iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispat yükü altındadır. Ayrıca, davalı 08.03. 2012 tarihli cevap dilekçesinde, çeyiz eşyalarına ilişkin talepleri konusunda herhangi bir itirazları olmadığını, çeyiz eşyalarını iadeye hazır olduğunu belirtmiştir....
Dava ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine yönelik olarak açılan davada, davacı vekili müvekkilinin çıkan kavga sonucu evden ayrıldığını, müşterek konuttaki ziynet ve eşyaları alma fırsatı bulamadığını, tamamının davalıda kaldığını belirterek aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını, davacının bu eşyaları gizlice konttan çıkarttığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece çeyiz eşyalarına yönelik davanın kabulüne, ziynet eşyalarına yönelik davanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine hüküm Dairemizin 28.06.2011 gün 12507/7153 sayılı kararı ile bozulmuştur....
Davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir....
Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında da tespit edilen ziynet eşyalarının gramının belirtilmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş; tespit edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için kuyumcu bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak sonucuna göre infaza elverişli bir hüküm kurmak olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
altın zincir, 4 adet cumhuriyet altını, 13 adet çeyrek altın ve 4.000,00TL para takıldığını, davalının ve ailesinin bu ziynet eşyalarının kendisinden zorla aldıklarını, bu nedenlerle ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının kendisine iade edilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çeyiz eşyalarının bedellerinin davalı tarafından ödendiğini, tarafların oturduğu evin tenha sayılabilecek bir sokak içerisinde olması, miktar olarak oldukça fazla olan takı ve ziynetlerin muhafazasının zor olacağı düşünülerek koruma amaçlı olarak dava konusu ziynet eşyalarının düğünden kısa bir süre sonra davalının da çalıştığı davalının babasına ait sarraf dükkanına götürüldüğünü, ancak davalının birlikte çalıştığı babasının yanından ayrılıp bir başka yerde çalışmaya başlamasından sonra davacı ile davalının birlikte oldukları bir sırada kendilerine ziynet eşyalarının teslim edildiğini, o tarihten sonra dava konusu ziynet eşyalarının müşterek hanede muhafaza edildiğini, evde olan bu ziynet eşyalarının davacı tarafından annesi ile köye giderken beraberinde götürüldüğünü, dava konusu ziynet eşyalarının müvekkili davalıda kalmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
-TL para olarak ziynet eşyasının aynen iadesi ve teslimine, olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle ziynet eşyalarının rayiç bedeli üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirlenecek alacak miktarı ile şimdilik 10.000,00.-TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tarafından takılan ziynet eşyalarının davalı Muhammet'ten alınarak aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalı Muhammet'ten tahsilini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 15.01.2010 tarihinde evlendiklerini, düğün töreni sırasında 22 adet bilezik, 120 adet çeyrek altın, 13.000,00 TL nakit para ve hali hazırda tespit edemediği başkaca takılar takıldığını, davalı ile ......sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma davası öncesi ve dava aşamasında davalı tarafından ortak konuttan uzaklaştırıldığını, başka bir eve yerleşmek zorunda bırakıldığını, ziynet eşyalarını, özel eşyaları ve çeyiz eşyalarının ortak konutta kaldığını ileri sürerek, tüm kişisel eşyaların aynen iadesi bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir...