Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m.166/1). Davacı erkek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlarını ispat etmekle mükelleftir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı kadına, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmediği kusuru yüklenmişse de, fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Açıklanan sebeplerle davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren kusurlu bir davranışı ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesinde davacı kadın tarafından açılan, redle sonuçlanan ve 2018 yılında kesinleşen davanın üzerinden kesinleşme tarihi itibariyle üç yıl geçmeden 02/09/2020 tarihinde söz konusu dava açılmış olup, TMK 166/son da öngörülen kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıllık süre dolmadığından, davanın reddine" karar verilmiştir. Dava dilekçesinde, davanın konusunun evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemi olarak belirtildiği yine ön inceleme duruşmasında da davacının dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebebin evlilik birliğinin temelinden sarsılması ( TMK 166/1) olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacının davası, Türk Medeni Kanunun 166/1 maddesinde düzenlen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olup TMK'nın 166/son maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı bir davası bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kararın tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166/son) istemine ilişkindir. İlk boşanma davası 25.02.2007 tarihinde açılmış, davanın reddine dair karar 23.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eldeki dava ise ilk boşanma davasının reddinden sonra süresi içerisinde açılmıştır. İlk boşanma davasının reddinden sonra tarafların farklı evlerde yaşadıkları kısa süreli bir araya gelmelerinin ortak hayatı yeniden kurmaya yönelik olmadığı, tarafların ve dinlenen tanıkların anlatımları ile toplanan diğer delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları oluşmuştur....
Somut olaya gelince; mahkeme gerekçeli kararında,davanın evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olduğunu kabul etmiş ve fakat gerekçede aynı zamanda eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasının da koşullarının oluştuğu, tarafların eylemli ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verildiği belirtilmiş,hükümde ise tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilerek çelişki yaratılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında karar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/1-c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu bakımdan, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tarafından eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasının (TMK m. 166/son) yapılan yargılaması sonunda mahkemece davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, kadının cevabı sürede olmadığından bahisle maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş,verilen karar davalı kadın tarafından tamamı yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan incelemede tebligatların...
Boşanma davası eylemli ayrılık nedenine (TMK.166/son) dayalıdır. Bu davaya dayanak oluşturan 2002/141 esas sayılı boşanma davası retle sonuçlanarak 4.2.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, ilgili dava dosyasına yönelik olarak daha önce de aynı hukuki nedene (TMK.m.166/son) dayalı davasını 6.2.2006 tarihinde açtığı halde 11.4.2006 tarihinde davasından feragat etmiştir. Feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı 2002/141 esas sayılı davaya dayanarak açtığı 2006/29 esas sayılı davasından feragat ettiğinden; artık aynı dava dosyasına (2002/141 esas) dayanarak aynı hukuki sebeple dava açamaz. Boşanma davasının bu nedenle reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır....
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin son fıkrası uyarınca, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Bu fıkrayla “eşlerin sürekli ve fiili olarak ayrı yaşama biçimini benimsemeleri halinin, birlikte yaşama istek ve inancının kalmaması” değerlendirmesiyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilerek eylemli ayrılık ilkesi benimsenmiştir. 17. Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesinde yazılı “eylemli ayrılık sebebine” dayanan boşanma davalarında, boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumunun bir önemi bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davalı kadının cevap dilekçesinde bildirdiği tanıklarının dinlenilmesine yönelik talebi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 241.maddesi gereğince reddedilmiştir. Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır. Mahkemece, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verilebilir (HMK m. 241). Davacı kadın yargılama sırasında tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçmemiştir....
Dava dilekçesi ve açıklanan olaylara göre, boşanma davası Türk Medeni Kanununun 172. maddesinde yer alan sebebe dayanmaktadır. Tarafların gösterdikleri delillerin bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2-1) hukuksal nedenine dayalı olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2018(Çrş.)...
"elverişsizlik ilkesi" ve "eylemli ayrılık ilkesi". Boşanmada “elverişsizlik ilkesi” gereğince eşlerden biri bedensel veya ruhsal bozukluk sebebiyle yükümlülüklerini yerine getiremeyecek hale gelmişse boşanmaya hükmedilir. Boşanma kararı verilebilmesi için ortaya çıkan özür/¬ek¬siklik diğer eş için ortak yaşamı çekilmez duruma getirmelidir. ..., s. 253, ..., s.920) Boşanmada elverişsizlik ilkesine öğ¬re¬tide şu örnekler verilmektedir: Akıl hastalığı, iktidarsızlık, cinsel sa¬pıklık, kısırlık, bulaşıcı ve iğrenç hastalık, gelecek soylar için tehlikeli hastalıklar, alkolizm... s. 218, ... s. 240, ... s. 208, ..., s. 152, ..., 920, ..., s. 253, ...-BOŞANMA-2, s. 74-75) Elverişsizlik ilkesinde bedensel ve ruhsal bozukluk sebebine dayalı olarak gerçekleşen eylem/olgu iradî sebeplere dayalı olmasa bile boşanma sebebi sayılır. Yeter ki elverişsizlik sonucu evliliğin dayanılmaz/katlanılmaz boyutlarda olduğu kanıtlanmış olsun....