Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2020/191 esas sayılı dosyasında boşanma davasının devam ettiğini, davalının davacı kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacı kadını ve müşterek çocukları terkettiğini, davacı kadının çalışamadığını belirterek ayrı yaşamakta haklılık sebebine dayanarak davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; reddedilen tedbir nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md. 197) istemine ilişkindir. Davacı kadın vekilinin; kadının reddedilen ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md.197) davasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....

Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

    Ayrılığa karar verilebilmesi için de; boşanma sebebinin ispatlanmış olması (TMK. m. 170/1) yanında, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının da bulunması gerekir (TMK. m. 170/3). Boşanma sebebi ispatlanmamış ise, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunup bulunmadığına artık bakılmaz; başka bir ifade ile böyle bir olasılık bulunsa bile, ayrılık kararı da verilemez. Bu halde, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, "boşanma sebebinin ispatlanmadığı, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin delil bulunmadığı" kabul edildiğine göre; böyle bir durumda ayrılık kararı da verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre, bu husus, aleyhe bozma sebebi yapılmamış, hükmün, onanması cihetine gidilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek, dava dilekçesinde münhasıran hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir....

        Mahkemece, her iki boşanma davasında, bu davaların esasını oluşturan "boşanma" talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması yerinde olmakla birlikte, evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davaları için ayrı ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'i konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, Türk Medeni Kanunu' ndaki düzenlemelere (TMK m.4,174/1-2, 175) aykırı düşer....

          Boşanma hükmü istinaf edilmediğinden kesinleşmesine rağmen, boşanma davasının feri hükümleri ve kusur belirlemesi henüz kesinleşmemiştir. Gaziantep 5. Aile Mahkemesinde davacı kadın tarafından açılan eldeki boşanma davasının yargılaması sonucunda verilmiş olan hüküm temyiz incelemesinde iken, davalı erkek Gaziantep 4. Aile Mahkemesinde 2020/863 esas sayılı dosya ile TMK m. 161 zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış olduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ettiğine ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre; eldeki dava ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, her 2 davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, Gaziantep 5....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı olarak değil, daha önce verilmiş bulunan "tarafların bir yıl süreyle ayrılıklarına" ilişkin karara dayalı olarak ayrılık süresinde ve sonrasında ortak hayatın kurulamamış olması sebebiyle (TMK m. 172/2) verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

                Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı-davalı erkeğin sadakatsiz davranması sonucu tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Gerek ilk davada gerekse temyize konu bu davada toplanan delillerle, davalı-davacı kadına kusur yüklenmemiştir. Boşanma davasının fer’i niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri için ayrı bir dava açılmasına gerek olmayıp, davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde bu taleplerini ileri sürdüğüne göre, davalı-davacı kadın yararına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fıilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4. TBK m. 50,51.52,58) dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından, kabul edilen boşanma ve reddedilen ayrılık davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı- davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olup, davalı-davacı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanmamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu