Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) sebebi ile, birleşen davada ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi (TMK ml62) ile boşanma talep etmiş, mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahkeme hükmünün gerekçe bölümünde, zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği belirtilmiş ise de koşullara ilişkin bir açıklama yapılmamış, gerekçede tartışılmamış,bu sebeple Yargıtay denetimine elverişli olarak karar gerekçeli olarak açıklanmamıştır. Onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin ise hiçbir gerekçe oluşturulmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan yön üzerinde durulmadan gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Dairemizin 2019/1808 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, davalı- karşı davacı kadının 20 adet 24 ayar bilezik, 5 adet yarım altın ve 30 adet çeyrek altın talebine ilişkin davanın, boşanma davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağına yönelik davanın işbu dava dosyasından ayrılarak dairemizin farklı bir esasına kaydedilmesine karar vermek gerekmiştir. Dava, fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Öncelikle; kadının karşı davası ziynet alacağı talebine ilişkin olup boşanmaya yönelik bir davası bulunmamaktadır. Buna rağmen; yerel mahkemece kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi yerinde değil ise de; davalı-karşı davacı tarafın bu yönde bir istinaf talebi bulunmadığından bu husus kararın kaldırılması sebebi yapılmamıştır....

    Davacı kadın zina (TMK m. 161) olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş mahkemece kadının zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinin reddine, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca ise davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin karara yönelik olarak hiç bir gerekçe yazılmamış, kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve hangi nedenle zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddedildiği kararda belirtilmemiştir. Açıklanan nedenlerle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir....

      DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek 04.09.2015 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) ve hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası açmış, davacı-karşı davalı erkek tarafından 31.05.2016 tarihinde dava tamamen ıslah edilerek zina (TMK m. 161) olmazsa evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep edilmiş, mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların zina (TMK m...

        Bu durumda davacı-karşı davalı erkek boşanma sebebi olarak hem zina (TMK m. 161) hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını (TMK m. 166/1) göstermek suretiyle özel ve genel boşanma sebeplerine birlikte dayanmak suretiyle dava açmıştır. Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, zina sebebiyle açılan boşanma davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkeme, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; her bir talep hakkında ayrı ayrı verilen hükmü, kararın sonuç kısmında göstermesi gerekir (HMK m. 26) O halde davacı-karşı davalı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

          Tarafların gösterdikleri delillerin bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/2-1) hukuksal nedenine dayalı olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bozma ilamı hakkında davacı erkek karar düzeltme talebinde bulunmuştur. İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesinin 21/04/2016 tarihli, 2015/214 esas ve 2016/296 sayılı kararının gerekçe kısmında “Tarafların 1985 yılında evlendikleri ortak çocuklarının reşit olduğu, yaklaşık 5-6 yıldır ayrı yaşadıkları, davacı tarafça açılan boşanma talepli davanın İstanbul Anadolu 14....

            Boşanma (TMK m. 161-166) veya ayrılık (TMK m. 170-171) davalarında taraflarca gösterilen tüm tanıklar açıkça vazgeçme olmadıkça ya da Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi koşulları bulunmadığı sürece dinlenmek zorundadır. Bu nedenle, davalının bildirdiği ve dinlenmelerinden açıkça vazgeçmediği tanıklarının dinlenmeleri amacıyla davalıya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 324. maddesi uyarınca delil avansını yatırması için verilecek kesin süre sonrası masraf yatırdığı takdirde, bu tanıkları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240. ve devamı maddeleri uyarınca dinletme imkanı tanınması ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece, feragat nedeniyle verilen ret kararının kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı 22.05.2015 tarihine kadar üç yıl geçtiği anlaşılmaktadır. Feragat davaya son veren bir taraf usul işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat nedeniyle verilen ret kararının tebliğe çıkartılarak kesinleşme işleminin yaptırılmasına gerek yoktur....

                ayrılık sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının kanunda yer alan şartlar gerçekleştiğinden (TMK m.l66/son) ve erkeğin kusurlu olduğu da belirtilerek kabulüne karar verilmiş, kadın lehine nafakaya ve tazminata (13000 TL maddi ve 11000 TL manevi) hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 26.06.2018 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

                  Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Davacının 27.12.2017 tarihinde açtığı boşanma davasından 02.04.2018 tarihinde feragat ettiği, böylece önceki olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı; feragat tarihinden bu davanın açıldığı 03.12.2018 tarihine kadar geçen sürede meydana gelmiş yeni bir olayın varlığının ve davalının kusurunun da kanıtlanmadığı, bu nedenle davanın reddine ilişkin inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m.223,242,244,262,263,264,267,215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169)....

                  UYAP Entegrasyonu