Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; TMK'nın 166/son maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeniyle boşanma ve eki niteliğindeki istemlere ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile bu kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması gerekli ve yeterlidir. Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında boşanma kararı için kusur araştırılması gerekmez. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerekir....

Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan 2009/86 Esas numaralı başvuru, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrası, daha önceki sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi, eylemli olarak birlikte yaşama, aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak da benimsenmiştir. Burada, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "1- Davacının davasının KABULÜ ile tarafların TMK 166/4 maddesine uyarınca BOŞANMALARINA, 2- Davalının maddi tazminat talebinin reddine, 3- Davalının manevi tazminat talebinin reddine, 4- Davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış fiili ayrılık nedenine dayalı olarak TMK.nun 166/4 maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan davacı erkek vekili Av.Onur Şahin'e ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı dava dilekçesinde; daha önce açtığı ayrılık davası sonucu ayrılık kararı verildiğini, bir araya gelmediklerini açıklamış olup, bu konudaki dava dosyasının bulunup gönderilmesi, 2-Davalı temyiz dilekçesi davacıya Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş olup adreste bulunmama nedeni ve beyan sahibinin ismi ve imzası alınmamıştır....

      Şu durumda sonuç olarak belirtilmelidir ki, boşanma tarihi itibarıyla gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır....

        Ayrıca tüm tanık ve taraf beyanlarının anlatımı ile de sabit olduğu üzere ilk dava tarihinden bu yana fiili ayrılık devam etmiş ve ortak hayat tesis edilememiştir. Öte yandan davalı kadın lehine hükmolunan tedbir nafakaları da bu hususun bir tezahürüdür. Esasen Ordu 1. Aile Mahkemesi' nin 2010/503 E. davasından bu yana tarafların ayrı yaşadığı uyuşmazlık konusu da değildir. Hal böyleyken TMK 166/4 maddesi uyarınca şartları oluşan davanın kabulü gerekmektedir. Bununla birlikte taraflarca boşanmanın ferisi yönünde taleplerde bulunulmadığı anlaşılmakla kusur değerlendirilmesi yönüne gidilmeksizin, (Eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davasında boşanma kararı verilmesi için tarafların kusur durumu ayrıca araştırılması gerekmemekte ise de varsa boşanmanın ferisi niteliğindeki talepler için kusur araştırması yapmak lazım gelir:Yargıtay 2....

        Sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddedilmiş olduğunu, aradan üç yıllık sürenin geçtiğini, bu nedenle boşanma koşullarının ortaya çıktığını beyan ederek boşanma talep etmiş, bununla birlikte davacı taraf nafaka ve tazminat talebinde bulunmuş, davalı taraf süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, verdiği cevap ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Açılan davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olduğu belirlenmiştir....

        Davacı vekili ön inceleme ve tahkikat duruşması olarak kararlaştırılan 05.11.2015 tarihli duruşmada; “Gelen belgelerden aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz, mahkemenizdeki 2010/2 esas sayılı dava dosyasından sonra müvekkil ile eşi arasında eylemli ayrılık gerçekleşmiş olup, bu nedenle kuruma yeniden müracaatta bulunduk, bu müracaatımızın reddedilmesi üzerine bu davayı açtık. Ayrılık iddiamız bu dosyadaki karardan sonraki tarihi içermektedir. Bu nedenle kesin hüküm söz konusu değildir. Tanıklarımız adına davetiye çıkarılsın, ayrıca müvekkilim ile eşi ayrı ayrı evlerde yaşamaktadır. Bu nedenle mahallinde keşif talebimiz vardır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı Cevabı: 6. Davalı ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki boşanma davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile mahkemesi sıfatıyla) ve ... 1. Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, boşanma istemine ilişkindir. T.M.K.'nun 168.maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir....

            Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrası, daha önceki sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi, eylemli olarak birlikte yaşama, aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak da benimsenmiştir. Burada, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir....

              UYAP Entegrasyonu