Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, dosyanın ayrılık hususunda da eldeki dosya ile birlikte değerlendirilip bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/490 Esas 2016/578 Karar sayılı boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın 07/11/2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2014 Ağustos ayından beri bir araya gelemediklerini, ortak hayatın yeniden kurulamadığını, davalının kusurlu olduğunu beyanla, eylemli ayrılık sebebiyle tarafların boşanmasına, yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....

    Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/490 Esas 2016/578 Karar sayılı boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın 07/11/2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2014 Ağustos ayından beri bir araya gelemediklerini, ortak hayatın yeniden kurulamadığını, davalının kusurlu olduğunu beyanla, eylemli ayrılık sebebiyle tarafların boşanmasına, yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....

    Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK m. 166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda fiilî ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiilî ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukukî sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur. Fiilî ayrılık sırasında da eşlerin birbirlerine karşı yukarıda yazılı tüm yükümlülükleri devam etmektedir (TMK m. 185,186,322,327)....

      Şu durumda sonuç olarak belirtilmelidir ki, boşanma tarihi itibarıyla gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. ...

        Taraf vekillerinin asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı incelenmesinde; eylemli ayrılık sebebi ile boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemektedir. TMK'nun 166/4 m.si gereğince, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Sadece boşanmanın eki niteliğinde istekler var ise eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gereklidir. Diğer yandan TMK'nun 166/1 m.si uyarınca boşanmaya karar verebilmek için davayı açan taraf açısından evlilik birliğini temelinden sarsan ve çekilmez hale getiren davalı tarafa yüklenebilecek az da olsa bir kusurun varlığının ispatı şarttır....

        Davalı vekili yasal süresinde sunduğu 15.03.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğunu, davacının davalı adına kredi çektiğini, davacı kocanın mali durumunun iyi olduğunu, adına kayıtlı iki trilyonluk taşınmaz ile arazi gelirleri olduğunu, davalının ise belinden sakat ve şeker hastası olduğunu, bu nedenle davalı lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığını, tazminat miktarlarının da düşük kaldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK m. 166/son) dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı; kusur belirlemesi, davalı kadın lehine takdir edilen tazminatlar ile erkeğin tazminat taleplerinin reddi, davalı; hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın 8.5.2014 tarihli dilekçesi ve 13.11.2014 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ile boşanmak istemediğini ve üç yıllık süre ile ayrılığa karar verilmesini talep etmiştir. Kadın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasını, ıslah ederek ayrılık davasına dönüştürmüştür....

          Mahkemesi'nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir. Maddede boşanılan eşle fiilen (eylemli olarak) birlikte yaşama olgusu, gelir/aylık kesme nedeni olarak düzenlendiği gibi, eylemli olarak birlikte yaşama, aynı zamanda gelir/aylık bağlama engeli olarak da benimsenmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı kadının temyizinin harcı kaydı bulunmadığından incelenmesine yer olmadığına, 2-Davacı kocanın temyiz incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * boşanma hükmünün (TMK. 166/4 md.) fiili ayrılık nedeni ile kurulduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu