GEREKÇE : Dava; TMK'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Erkeğin davasının reddine karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan; Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır....
Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Mahkemece evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava kabul edilmiş, zina sebebine dayalı boşanma davası konusunda ise bir karar verilmemiştir. Zina hukuki sebebine dayalı taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre hükmün diğer bölümlerin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin ....verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2016 (Salı) ......
Dairemizin 2019/1808 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, davalı- karşı davacı kadının 20 adet 24 ayar bilezik, 5 adet yarım altın ve 30 adet çeyrek altın talebine ilişkin davanın, boşanma davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağına yönelik davanın işbu dava dosyasından ayrılarak dairemizin farklı bir esasına kaydedilmesine karar vermek gerekmiştir. Dava, fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Öncelikle; kadının karşı davası ziynet alacağı talebine ilişkin olup boşanmaya yönelik bir davası bulunmamaktadır. Buna rağmen; yerel mahkemece kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi yerinde değil ise de; davalı-karşı davacı tarafın bu yönde bir istinaf talebi bulunmadığından bu husus kararın kaldırılması sebebi yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek arafından açılan dava, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde düzenlenen terk hukuksal sebebine dayalıdır. Davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi, usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez....
ayrılık sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının kanunda yer alan şartlar gerçekleştiğinden (TMK m.l66/son) ve erkeğin kusurlu olduğu da belirtilerek kabulüne karar verilmiş, kadın lehine nafakaya ve tazminata (13000 TL maddi ve 11000 TL manevi) hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 26.06.2018 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....
Davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) sebebi ile, birleşen davada ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi (TMK ml62) ile boşanma talep etmiş, mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahkeme hükmünün gerekçe bölümünde, zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği belirtilmiş ise de koşullara ilişkin bir açıklama yapılmamış, gerekçede tartışılmamış,bu sebeple Yargıtay denetimine elverişli olarak karar gerekçeli olarak açıklanmamıştır. Onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin ise hiçbir gerekçe oluşturulmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan yön üzerinde durulmadan gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir....
Tarafların gösterdikleri delillerin bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, erkeğin davasının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/2-1) hukuksal nedenine dayalı olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bozma ilamı hakkında davacı erkek karar düzeltme talebinde bulunmuştur. İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesinin 21/04/2016 tarihli, 2015/214 esas ve 2016/296 sayılı kararının gerekçe kısmında “Tarafların 1985 yılında evlendikleri ortak çocuklarının reşit olduğu, yaklaşık 5-6 yıldır ayrı yaşadıkları, davacı tarafça açılan boşanma talepli davanın İstanbul Anadolu 14....
Dava; TMK'nın 166/son maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince TMK'nın 166/son maddesine dayanak olan ve red ile sonuçlanan Bayat Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/90 Esas, 2011/24 K sayılı dosya fiziki olarak getirtilip incelenmemiş, söz konusu dosyada verilen boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda, ilgili mahkemenin cevabı yazısı ile yetinilmiştir. Kesinleşme işlemlerinin yapılması idari işlem niteliğindedir. Mahkemece idari işlem niteliğinde olan kesinleştirme işleminin yapılmamış olması kararın maddi anlamda kesinleşmediğini göstermez. Eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı davada, TMK'nın 166/son maddesinde belirtilen yasal süre ve şekil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği denetlenerek sonucuna göre işlem tesisi gerekmektedir....
Davacı kadın zina (TMK m. 161) olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş mahkemece kadının zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinin reddine, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca ise davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin karara yönelik olarak hiç bir gerekçe yazılmamış, kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve hangi nedenle zina sebebine dayalı boşanma talebinin reddedildiği kararda belirtilmemiştir. Açıklanan nedenlerle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir....
Taraflar arasındaki eylemli ayrılık sebebine dayanan işbu yargılamaya konu davaya dayanak ilk boşanma davasında, erkek eşin tam kusurlu olduğuna hükmedilmesi ve aradan geçen süreçte kadının kusurlu bir davranışının ispat edilememesi nedeniyle, bölge adliye mahkemesinin erkek eşin tam kusurlu olduğuna hükmetmesi yerinde olmuştur. Ne varki, ilk derece mahkemesi kararının “hüküm sonucu” bölümünün 2. bendinin 2. paragrafındaki “tarafların eşit kusurlu olduklarına dair gerekçe”nin kaldırılmamış olması çelişki oluşturmuştur. HMK m. 297/2’ye göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. İlk derece mahkemesi kararının hüküm sonucu bölümünde bölge adliye mahkemesinin kusur tespitine aykırı ve gerekçeye ait sözlerin tekrarı niteliğinde sözlerin bulunması doğru bulunmamıştır....