Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2008/216 Esas 2008/903 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasının reddine karar verildiği, davacı - karşı davalı erkeğin bu kez fiili ayrılık nedeni ile boşanma davası açtığı, davalı tanıklarının anlatımlarından davacı - karşı davalı erkeğin iş sebebi ile müşterek haneden ayrıldığının ve geri dönmediğinin sabit olduğu, davalı - karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda herhangi bir kusurlu davranışı bulunmazken davacı - karşı davalı erkeğin evine geri dönmeyerek ve eski eşi ile yaşamaya başlayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olduğundan bahisle her iki davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 ve 166/son maddeleri uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Ece'nin yargılama safhasında ergin olması karşısında velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına dava tarihinden ergin olduğu 21/06/2017 tarihine kadar aylık 400 TL tedbir nafakasının davacı - karşı davalıdan alınarak davalı - karşı davacı...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; Davacı kadın tarafından 09.09.2013 tarihinde ayrılık davası (TMK. md. 170/2), 06.11.2013 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166) sebebine dayanan boşanma davası açılmış, davalar birleştirilerek görülmüştür. Davacı kadın vekili 14.10.2014 tarihinde "...birleştirilen ayrılık talebimizden vazgeçiyoruz..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu beyan birleştirilen ayrılık davasından feragat niteliğindedir....

    Bu durumda, ilk davayı açarak taraflar arasında fiili ayrılığa neden olan kadın ile fiili ayrılık dönemi etrafa borçlanarak ve alacaklılarının kadını rahatsız etmelerine neden olan erkek eşit kusurludur. Belirlenen kusur durumuna göre bölge adliye mahkemesince kadının da davasının kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de erkeğin boşanma davası istinafın kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale gelmesi nedeni ile kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi sonucu itibariyle doğrudur. Ancak davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücreti konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir (HMK m.311/1). 3-Davalı-davacı kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/07/2019 NUMARASI : 2018/441 ESAS 2019/429 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı karşı davalı tarafından davalı karşı dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/4 maddesi uyarınca eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nın 166/4 maddesi uyarınca eylemli ayrılık sebebiyle nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Tarafların 4721 sayılı TMK'nin 166/4 maddesi uyarınca eylemli ayrılık sebebiyle BOŞANMALARINA, Tarafların 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle BOŞANMALARINA, Davalı karşı dosya davacısı kadının tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile, dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli ve 2018/812 Esas, 2020/99 Karar sayılı kararı ile davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olduğu, davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, boşanma davasının reddedildiği ve ret kararının 09.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten sonra bir araya gelmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının gerçekleştiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, işbu boşanma davasına dayanak olan boşanma davasını açan erkeğin, fiili ayrılığa sebebiyet verdiği ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine...

        Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden başka bir ifade ile boşanma hükmü yönünden de karar temyiz edildiği, erkek tarafından eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasının şartlarının oluştuğu, davanın kabul edilmesinin ve kadın yararına manevi tazminata hükmedilmemesinin doğru olduğu, hükmün bu yönlerinin onanmasına rağmen kısmen onama kısmen bozmaya dair ilamın içeriğinde onanan bölümlere ilişkin açıklama bulunmadığı anlaşıldığından bu itibarla davacı erkeğin bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 25.12.2018 tarih, 2018/6758 esas ve 2018/15342 karar sayılı ilamının bütünüyle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte yer alan açıklamalara göre, davalı kadının temyiz itirazlarının yapılan incelenmesinde; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka Arttırımı-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkek tarafından açılan dava, eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m.166/son) istemine ilişkindir. İlk boşanma davası, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2008/450 Esas -2009/229 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından 24.09.2008 tarihinde açılmış, davanın reddine dair karar 29.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı eldeki dava ise ilk boşanma davasının reddinden sonra süresi içerisinde açılmıştır....

            Mahkemece erkeğin kusursuz olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, önceki retle sonuçlanan boşanma davasını erkeğin açtığı, kararın 21.01.2010 tarihinde kesinleştiği, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde yeni bir olayın meydana gelmediği, ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan ve birlikte yaşamaktan kaçınan erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı erkeğin kusursuz olduğunun kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece "Davalı ......ın boşanma talebinin reddine" şeklinde hüküm kurulmuş ise de; ......ın açılmış karşı veya birleşen bir boşanma davası bulunmamaktadır. ...... süresinde cevap dilekçesi vermiştir....

              Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava ve karşılık davanın eylemli ayrılık sebebine (TMK.md.166/4) dayalı açılmış ve koşullarının gerçekleşmiş olmasına ve mahkemece Türk Medeni Kanununun 172.maddesi gereğince hüküm tesisinin sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20'şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.04.2010 (çrş.)...

                UYAP Entegrasyonu