Davalı (kadın) tarafından, aynı vakıalara dayanılarak bundan önce 12.01.2010 tarihinde "ayrılık " davası açıldığı dava sonucunda tarafların üç yıl süreyle ayrılıklarına karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçtiği ve ayrılık kararının 02.07.2012 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davalı, karşı boşanma davasında, boşanma sebebi olarak ileri sürdüğü olaylara dayanarak daha önce ayrılık davası açtığına ve o davada tarafların ayrılıklarına karar verilmiş olduğuna göre, ayrılık süresi sonra ermeden, ayrılığa sebep olan olaylara dayanarak artık boşanma talep edemez. Ayrılık hükmünün varlığı buna engeldir. Ayrılığa ilişkin davadan sonra boşanma talebini haklı kılan yeni bir olay iddia ve ispat edilmediğine göre, karşı boşanma davasının reddi gerekirken, bu yön gözetilmeden kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, davalı-davacı erkek vekili tarafından eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı açılan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 Sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası. 3....
Dolayısıyla evlilik birliği temelinde sarsılmış (TMK m.166/1) ve eşler bu sonuca eşit kusurları ile sebep olmuşlardır. Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiili ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilmelidir. Bu arada, TMK'nun 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiili ayrılık süre şartı da göz ardı edilmeyerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, “çok uzun süreli fiili ayrılık” olarak kabul etmek gerekir. Eldeki davada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı, mahkemece, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Boşanma kararı verilmelidir. Hükmün bu gerekçe ile “bozulması” görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2020/549 ESAS, 2021/703 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece, tanık beyanlarının somut ve görgüye dayalı olmadığı, duyum ve taraflardan aktarılan sözler niteliğinde olduğu davalı-karşı davacının eşine şiddet uygulamasından sonra taraflarca evlilik birliğinin devam ettirerek birlikte yaşamanın sürdüğünü, bu nedenle bu olayın davacı-karşı davalı tarafından affedildiği, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar nedeni ile boşanma veya ayrılık kararı verilemeyeceği gibi duyuma dayalı ve taraf sözlerinin aktarılması niteliğindeki beyanlarına dayalı olarak da olayların sabit kabul edilemeyeceği gerekçesiyle ayrılık ve boşanma davalarının reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece tarafların TMK m. 166/4 uyarınca eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verildiğinin anlaşılmış bulunmasına göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadına dosyada, davacı erkeğin dava dilekçesi 14.01.2016 tarihinde davalı kadın ile birlikte yaşayan yengesine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı kadın 02.02.2016 tarihinde yasal süre geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile bu kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması gerekli ve yeterlidir. Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında boşanma kararı için kusur araştırılması gerekmez. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerekir....
Dava; TMK'nın 166/son maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince TMK'nın 166/son maddesine dayanak olan ve red ile sonuçlanan Bayat Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/90 Esas, 2011/24 K sayılı dosya fiziki olarak getirtilip incelenmemiş, söz konusu dosyada verilen boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda, ilgili mahkemenin cevabı yazısı ile yetinilmiştir. Kesinleşme işlemlerinin yapılması idari işlem niteliğindedir. Mahkemece idari işlem niteliğinde olan kesinleştirme işleminin yapılmamış olması kararın maddi anlamda kesinleşmediğini göstermez. Eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı davada, TMK'nın 166/son maddesinde belirtilen yasal süre ve şekil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği denetlenerek sonucuna göre işlem tesisi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 170. maddesinden kaynaklanan ayrılık kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece “tarafların Yargıtayda olan kesinleşmemiş bir boşanma davasının olduğu bu aşamada davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davanın davalısı kadın tarafından açılan ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/592 esasında kayıtlı boşanma davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı kadın tarafından 05.12.2013 tarihinde ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılmış ve görülmekte olan boşanma davasının bulunması erkeğin ayrılık davası açmasına engel değildir....