Eylemli ayrılık süresince davalı erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranış da kanıtlanamamıştır. TMK m. 166 son koşulları da oluşmadığından, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 bentte gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 16.05.2022 (Pzt.)...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine, davalı-karşı davacı kadın ise Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedeni ile birlikte 166/1 maddesinde belirtilen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkeme tarafından, davalı-karşı davacı kadının davasının hem 166/1. hem de 166/son maddeleri gereğince kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, erkeğin davası ise kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü bulunmaktadır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/264 esas, 2011/347 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın 10/01/2012 tarihinde kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmediği ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki davacı erkeğin davalı kadına maddi tazminat vermesini haklı kılacak derecede kusurunun bulunmadığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK m. 166/son hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak ayrılmaya sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesinin 01.11.2007 tarih 2007/1512 Esas 2007/14714 Karar sayılı içtihatı doğrultusunda kocasının yanından ayrılan ve baba evine yerleşmek niyetiyle giden davalının boşanma davası açılmadan önceki son 6 aylık dönem içindeki ikametgahının ... olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup, boşanma davalarında yetki kesin değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 168. maddesine göre ise, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma davalarında yetki kesin yetki değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tarafından TMK’nın 166/4. maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış, mahkemece tarafların kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı gerekçesiyle eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, davacı erkeğin davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Retle sonuçlanan boşanma davası 13.9.2002 tarihinde kesinleşmiş fiili ayrılık sebebine dayalı bu dava 25.7.2005 tarihinde açılmıştır.3 yıllık fiili ayrılık süresi dolmadan Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi doğru değilsede; bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir. 2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...
Aile Mahkemesine açtığı boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri iddiasının yersiz olduğunu, müvekkilinin boşanma davasının reddedilmesinin ardından erkeğin yaşadığı ...'...
DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1984 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkek tarafından kadın aleyhine 2009 yılında boşanma davası açıldığını, Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2009/821 Esas, 2010/1540 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verildiği, ret kararının 24.09.2011 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Davacı erkek, boşanma hükmü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığından, hüküm boşanma yönünden kesinleşmiştir. Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak dosyayı yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine göndermiştir. Bölge adliye mahkemesinin “gönderme” kararı sonrası yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesinin 2021/334 Esas, 2021/501 Karar sayılı kararı ile yeniden boşanma hükmü kurularak ferilere hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesinin 2020/336 Esas ve 2021/129 Karar sayılı kararı, boşanma yönünden istinaf başvurusuna konu edilmeyerek hüküm boşanma yönünden kesinleşmiştir. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesinin “gönderme” kararı sonrası yeniden yapılan yargılamada kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Kesinleşen boşanma hükmü hususunda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Asıl dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeniyle boşanma talebine ilişkindir. Karşı dava, TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....