Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına * ve özellikle 1973/213 esas ve 1975/33 karar sayılı ilamın evliliğin yokluğunun tesbitine ilişkin bulunmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2009 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin Yokluğunun Tespiti KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin ... gün ve ... sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ... tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 Sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2019/284 Esas sayılı dosyasında, evliliğin mutlak butlanla iptali davası açıldığı, daha sonra davacı vekili tarafından davanın ıslah edilerek evlenmenin yokluğunun tespitine karar verilmesinin talep edildiği, davanın derdest olup duruşma gününün 21/10/2021 tarihine bırakıldığı, Yargıtay 2....
Davalı-karşı davacı kadın ise boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Mahkemece erkeğin açtığı evliliğin iptali davası reddedilip kadının açtığı boşanma davası kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir. Boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında kaldığından boşanma kararı kesinleşmiş ve evlilik boşanma ile sona ermiştir. Bu haliyle evliliğin iptali davası konusuz hale gelmiştir. Gerçekleşen duruma göre, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek üzere evliliğin iptali davasının reddine yönelik hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Tarafların uzun süre karı -koca gibi birlikte yaşamış olmaları, bu şekilde yaşamaları rızalarına dayanıyor olsa bile, bu hal evliliğin vücut bulduğu anlamına gelmez ve taraflara bir hak sağlamaz. Evlenmenin yokluğunun hüküm altına alınmasını istemek ve geçersizliğini ileri sürmek de aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, hakkın kötüye kullanılması (TMK. m. 2/2) değildir. Davacı, dava dilekçesinde “davalıyla hiç evlenmediğini, nikahın yapıldığı tarihte askerde olduğunu, evlenme her nerede yapılmış ise oraya hiç gitmediğini, evlenme belgesindeki imzanın da kendisine ait olmadığını” ileri sürdüğüne göre, istek; evliliğin mutlak butlan sebeplerinden biriyle iptali değil, yokluğunun hüküm altına alınması niteliğindendir....
Bu itibarla, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasının reddi ile davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygundur. Kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasında verilen ret kararı açıklanan sebeple doğru görüldüğüne göre, erkeğin boşanma davasının tefrik edilmesine ve boşanma davasının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davanın sonucunu beklemesine de usul ekonomisi gereğince bir gereklilik bulunmamaktadır. O halde, kadının evliliğin nispi butlan sebebiyle iptali davasının reddine, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına dair karar onanmalıdır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek evliliğin mutlak butlanla iptali olmadığı taktirde boşanma talep etmiş, davalı-davacı kadın asıl davaya verdiği cevapta davanın reddini savunmuş, herhangi bir talepte bulunmamış, erkek cevaba cevap vermemiş ve dilekçeler aşaması tamamlanmıştır. Davalı-davacı kadın ayrıca birleşen boşanma davası açmış ve bu davada maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinde bulunmuştur. Mahkemece erkeğin davasının kabulüne evliliğin mutlak butlanla iptaline, kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan evliliğin iptali davası, tarafların boşanma davası ile birleştirilmiş, birleştirilerek görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının reddine karar verilmiştir. Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulması imkan dahilindedir (HUMK m. 439/2). Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. O halde davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının tefrik edilerek sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermek gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece bozmadan sonra; 28.12.2010 tarihinde evliliğin iptaline, boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Karardan önce 9.1.2010 tarihinde boşanma davasının davalısı koca ölmüştür. Bu halde; iptal davasının davacısı, boşanma davasının davalısı olan koca 9.1.2010 tarihinde öldüğünden evliliğin iptali davası açılmasından sonra ölmüş olması iptal davasını konusuz kılmaz ise de (TMK. md. 159): birleşen boşanma davasında boşanma talebini konusuz hale getirir. Ölenin mirasçıları açılmış olan iptal davası ve boşanma davasını sürdürmüşlerdir.Bu durumda mahkemece; birleşen boşanma davası yönünden konusuz kalmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, ölen davacı-davalının mirasçıları davalı sağ eşin kusurunun tesbiti bakımından 6217 sayılı Yasa ile değişik Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince davaya devam ettiklerine göre davalı-davacı kadının kusurunun bulunup bulunmadığının tesbitine karar verilmesi gerekir....
Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. Mutlak butlan davasının sonucu beklenmeksizin, kadının açtığı boşanma davasının esasının incelenmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının sonucu beklenildikten ve boşanma davasının konusunun kalıp kalmadığının da mutlak butlan davasının sonucuna bağlı olduğu gözetildikten sonra, kadının boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....