Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL.lık bononun gerçek borcu yansıtmadığı, bononun hile ile başka evraklar arasına konularak imzalattırıldığı, dolayısı ile bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre bononun hile ile imzalattırıldığı ve gayrı resmi evliliğin devamı için alındığı yolundaki iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine oy çokluğu ile karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının bononun hile ile imzalattırıldığı yönündeki iddiasını kanıtlayamamış olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 05.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Aile Mahkemesi ise TMK'nun 2. kitabında düzenlenen evliliğin iptali davasının Aile Mahkemesinin görevine girdiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Nüfusta ... ile evli gözüken ... 'un gerçekte ... ile evlenmediği, nüfus kayıtlarının benzerliği sonucu davalı ...'un gerçekte davalı ... (1924 d.) ile evli olduğu halde, 554 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince karı koca gibi yaşayanların evliliklerinin ve çocuklarının tesciline dair ilmuhaber ile sehven, nüfusta gerçeğe aykırı şekilde ... ile ... 'un (1936 d) evlenmiş gibi kaydın oluşturulduğu ileri sürülmüş ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesi istenmiştir. İstek bu haliyle yok hükmünde olan evlenmenin tespiti ve buna ilişkin nüfustaki evlilik kaydında gereken değişikliğin yapılmasına yöneliktir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Davalı erkeğe ait nüfus kaydından davalının 11.05.2018 tarihinde öldüğü, erkeğin ölümü sebebiyle evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece kadının boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davalı erkeğin mirasçıları kusur tespiti açısından (TMK m. 181/2) davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden bu yönde bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.12.2019 (Salı)...

        Davacı erkeğe ait nüfus kaydından davacı erkeğin 03.06.2017 tarihinde öldüğü, erkeğin ölümü sebebiyle evliliğin sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davacı erkeğin mirasçıları kusur tespiti açısından (TMK m. 181/2) davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden bu yönden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.03.2018 (Per.)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin Yokluğunun Tespiti ve Nüfus Kaydının Tashihi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 26.10.2015 gün ve 19394-19446 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

            Ana ile evliliğin, çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi hem evliliğin çocuğun doğumundan önce gerçekleşmiş olması hem de ana ve babanın çocuğun doğumundan sonra evlenmeleri halinde mümkündür. Evliliğin doğumdan önce gerçekleşmiş olması hâlinde Türk Medeni Kanunu m. 285 gereğince evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır. Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür. Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK m. 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Soybağının reddi davası TMK m. 286’ya göre ancak baba ve çocuk tarafından açılabilir. Baba ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız haklardır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl davada evliliğin iptali talebinin reddine, boşanma talebinin kabulüne, tarafların boşanmalarına, 30 bin TL maddi, 30 bin TL manevi tazminatın davalı davacıdan tahsiline kadının karşı davası ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karar yerinde kadın tam kusurlu kabul edilmiş, kadına, evden kuzenleri ile ayrılıp kuzeni ile birlikte olarak sadakatsizlik yapma kusuru yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulünü, karşı davalarının reddini istinafa getirmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ve karşı dava evliliğin iptali olmadığı takdirde şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma ve feri taleplere ilişkindir....

              Davalı kadın vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalının 2001 yılında kendisini T1 tanıtan biriyle evlendiğini, bu kişinin davalıyı Almanya'ya götürme vaadiyle kandırdığını ancak düğün yapılamadan bırakıp kaçtığını, davacıyı hiç görmediğini belirtmekle evliliğin yok sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; davanın butlan değil evlilik yokluğunun tespiti niteliğinde olduğunu, bu nedenle hak düşürücü sürenin olamayacağını ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı kadın vekili; davanın reddi kararının hatalı olduğunu ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi gereğince, bildirilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede ; Dava, evliliğin yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkindir....

              Buna göre evliliğin ölüm, boşanma veya butlan kararı ile sona ermesi doğmuş olan kayın hısımlığını ortadan kaldırmayacak ancak evlilik bittikten sonraki dönemde eşler arasında yeni kayın hısımlığı da oluşmayacaktır. Dolayısıyla herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesini izleyen süre içerisinde eski eşin yeni doğan kan hısımları ile diğer eski eş arasında kayın hısımlığı ilişkisi meydana gelmeyecektir....

                , evliliğin devamına imkan kalmadığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu