Boşanmaya karar verilebilmesi için az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı ve evlilik birliğinin devamında bu eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. (TMK m. 166/2) Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı TMK'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan, yer ve zamanı belli olmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bir kısım tanık beyanları ise, davacıdan duyuma dayalıdır. Davacı tarafından dosyaya sunulan mesaj kayıtlarının da tarih ve ne şekilde oluşturulduğunun tespiti mümkün değildir. Böylece davacı tarafından davalının az da olsa kusurlu bulunduğu ispat edilememiştir. Tarafların fiilen ayrı olması tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirmeyip, dosya kapsamında TMK'nun 166/3. maddesi şartları da oluşmamıştır....
DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan Katkı Payı, Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının kabulüne , davalı aleyhine davacı lehine olmak üzere tedbiren 500,00 TL tedbir nafakasına, 30.000,00 TL maddi tazminata, 30,000,00 TL manevi tazminata; davalının tarafına yapmış olduğu eylemlerden dolayı 6284 sayılı kanunun ve medeni kanunun 169....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2019/1279 Esas, 2021/714 Karar sayılı kararıyla; erkeğin davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine, kadının davasının da öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu; kadının erkeğin zina yaptığını ispatlayamadığı ancak evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, "senden soğudum, boşanmak istiyorum" diyen, evi terk ettikten sonra evin elektrik ve doğal gazını kestiren, ortak çocuğa ilgisiz davranan ve tarafların fiilen ayrı olduğu dönemde çocuğu arayıp sormayan erkek ile eşine hakaret eden, boğazını sıkarak onu darp eden, aşırı kıskanç davranan, sürekli aldatıldığından şüphelenerek tartışma çıkaran, yemek yapmayan ve eşi eşyalarını almak için eve geldiğinde onu darp etmeye çalışan kadının eşit kusurlu oldukları...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı karşı dosya davalısı tarafından davalı karşı dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 161 maddesi uyarınca zina nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 166- 1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Tarafların TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, tarafların 4721 sayılı TMK'nin 161 maddesi uyarınca zina BOŞANMALARINA, Davacı karşı davalının maddi- manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, Davalı karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı TMK'nin 174/1 maddesi uyarınca 15.000,00- TL maddi tazminat takdiri ile iş bu tazminatın boşanma kararının...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2019/415 ESAS 2020/235 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) KARAR : Van 1.Aile Mahkemesinin 2019/415 Esas-2020/235 Karar sayılı dava dosyasında verilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemli davanın kabulüne dair karara karşı, davalı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 22/11/2012 tarihinden beri evli olup, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, tarafların severek evlenmelerine rağmen, evlendikten kısa süre sonra aralarında fikren ve ruhen anlaşamamalarından dolayı geçimsizlik başladığını, bu duruma davalının kusurlu hareketleri eklenince evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve tarafların uzun süredir ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkekten kaynaklanan boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamaştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...dinlenen davacı tanıklarının beyanlarıyla davalı erkeğin, davacı kadına şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği sabit görülmüş, davalı erkeğin sabit görülen kusurlu davranışları karşısında birliğin devamına imkan vermeyecek derecede evliliğin temelinden sarsıldığı kanaatine varılmış, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna kanaat getirilerek..."...
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından erkeğin kadına hakaret suçundan mahkum olduğu, bu şekilde bu davanın ispatlandığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmakla, davacı-davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davacı erkek gerek zina gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmış ise de kadının zinasını hiçbir delil ile ispatlayamadığı gibi tanık beyanlarının yetersiz olduğu, bu nedenle zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtığı boşanma davasında ise tüm dosya kapsamında, kadının şiddet gördüğü hakarete uğradığı, eşine karşı herhangi bir kusurlu davranışın olmadığı anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan bu boşanma davasının reddine, tarafların velâyete tabi ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine...
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece birlik görevlerini ağır şekilde ihmal ettiği ve eşine ilgi göstermediği anlaşılmaktadır....
Öte yandan, ilk derece mahkemesince; davacı karşı davalı erkeğin eşi için hevesimi aldım, bundan sonra düşünmüyorum dediği, şiddet uyguladığı, sinkaflı küfürler ettiği, ayı dediği, bu sebeplerle evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu olduğuna yönelik kusur belirlemesine karşı davacı karşı davalı yanca istinaf yoluna başvurulmadığından erkek yönünden yüklenen kusurlar kesinleşmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir....