Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....

    Asıl dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplere, karşı dava ise zina, olmazsa evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplere ilişkindir. İlk derece mahkemesince; "davalı kadın mahkemenin 01/06/2021 tarihinde yapılan duruşmasındaki beyanında 2018 ayı Eylül ayı itibariyle Dilek Hanımın annesinin kendisini aramasıyla davacı ile bu kişinin görüşmeye devam ettiğini öğrendiğini ifade ettiği ve bu tarihten sonra da fiilen ayrıldıklarını belirttiği, birleşen davanın 04/07/2019 tarihinde açılmış olup zina hukuksal nedenine dayalı altı aylık hak düşürücü süre geçtiğinden davacının TMK 161....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında bir hüküm kurulmaması, manevi tazminatın miktarı ve aleyhine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde öncelikle zina (TMK m. 161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmiş, TMK 161. maddesinde düzenlenen zina hukuki sebebine dayalı talep hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan herbir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1)....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Dinlenen tanık anlatımları davalının ev işlerini yapmadığı ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini bu sebeple davacının mutsuz olduğunu gördüklerini, belirtmişler ve tarafların anlaşmalı boşanma aşamasında dava dilekçesinde belirtilen kooperatif üyeliği sonrasında edinilen ve halen davalının oturduğu daire konusunda aralarında çekişme olduğunu belirtmişlerdir. İleri sürülen hususlar boşanma nedeni olacak derecede sorun olmayıp taraflar arasında mal konusunda uyuşmazlık olarak değerlendirilebilir. Davalı tarafın tanıkları da davalının evine iyi bakan özellikle ev işleri konusunda eğitici olan yemek ve pasta konuları iyi yapan iyi biler bir kişi olduğunu, dairenin evlilik hediyesi olarak davalıy verildiğini ve esasen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sorunlarının olmadığını belirten beyanlardır. Bu duurumda davacı taraf evlilik birliğinin davalının kusuruyla temelinden sarsıldığını somut ve inandıcı delillerle kanıtlayamamıştır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2020 NUMARASI : 2018/528 ESAS - 2020/145 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İzmir 7....

      Davalı vekilinin ''her iki boşanma davasının kabulü ile aleyhe hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara'' yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde, Yukarıdaki kusur belirlemesi ve gelişen olaylar karşısında, davalı erkeğin zina yaptığı iddia edilmiş ise de, ispat edilemediği, ancak davacı kadın açısından müşterek hayatın devamının kendisinden beklenilmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve çekilmez hale geldiği, artık tarafları kanunen bir arada yaşamaya zorlamanın mümkün olmadığı, davacı kadının asıl ve birleşen boşanma davası için TMK'nun 166/1 maddesinde aranılan yasal şartların gerçekleştiği, asıl dosyada davacı kadın tarafından TMK'nun 166/1 maddesine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına nedeniyle boşanma davası açıldığı gibi, ekli birleşen dosyada davacı kadın tarafından hem TMK'nun 161. maddesine göre zina nedeniyle boşanma, hem de TMK'nun 166/1 maddesine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açıldığı, kusur derecesi...

      Maddenin bir ve ikinci fıkraları, esasen evlilik birliğinin sarsılması ilkesine dayalı olup, birliğin sarsılıp sarsılmadığı hususunda karar vermeye yetkili hâkimin ise tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda gerçekleştirdikleri kusurlu davranışları uyarınca bir karar vermesi gerekliliği nedeniyle; kusur ve evlilik birliğinin sarsılması ilkelerinin her ikisinin de varlığını kapsamaktadır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. 15....

        Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma talebine ilişkindir. "Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. Dava, 14/10/2015 tarihinde açılmış olup, davalı kadın 07/12/2016 tarihli cevap dilekçesinde davacı erkeğin eve döndüğünü beyan etmiştir. Davalı tanıkları Ramazan Kartal’ın 17/02/2017 tarihli ve Narin Demir’in 14/04/2017 tarihli ifadelerinde davacı erkeğin ilk ayrılıktan sonra eve tekrar döndüğü ve en son ifade tarihlerinden yaklaşık bir yıl önce evi terk ettikleri beyan edildiğine göre dava açıldıktan sonra evlilik birliğinin devam etmiş olması, af niteliğindedir. Açıklanan sebeplerle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 24/03/2021 tarihli 2021/997 Esas sayılı ilamı) "Mahkemece davalı-karşı davacı kadın yararına 25/12/2014 tarihli duruşmada ara kararla 150,00....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Dava TMK nun 166/1 maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması talebine dayalı boşanma davasıdır.Tarafların 28/12/1987 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 15/04/1998 doğumlu Tolga isminde yaşı reşit müşterek bir çocuklarının olduğu anlaşılmıştır. Davacı dosyaya delil-tanık bildirmemiştir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalıdan kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsan her hangi bir maddi hadisenin, kusurun varlığının ispat edilememesi nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis kılınmıştır.'' gerekçesiyle; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, evlilik birliğinin sürdürülmesinde taraflar açısından bir yarar bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap vermemiştir....

        gerekçesi ile; "-Davacı birleşen davalının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine, -Davalı birleşen davacının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine, -Davacı birleşen davalı ile davalı birleşen davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, -Kadın lehine takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, -10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, -Kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ davalı erkek vekili hükmün; lehine hükmolunan tazminatların miktarı ve aleyhine hükmolunan tedbir nafakası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        UYAP Entegrasyonu