İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-k.davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı-k.davalıya atfedilen kusurların ispat edilmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının kusurlu olduğunu, davalı kadın tanıkların 1. derece akraba olduklarını ve duyuma dayalı beyanda bulunduklarını, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğunu, davacı-k.davalı kocanın tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, aleyhine tazminat miktarının fazla olduğunu, şartlarının oluşmadığını, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir....
DAVA Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, haftalarca konuşmadığını, aşağıladığını, hakaret ederek darp ettiğini, müvekkilinin son yıllarda davalının yanında sekreter olarak çalışan kadınla evlilik dışı ilişki yaşadığından şüphelendiğini, ekonomik yönden müvekkilini kendine bağımlı hale getirdiğini, eşini borçlandırdığını, ekonomik olarak kendisine bağımlı hale getirdiğini, erkeğin düzelmesini beklerken gayrimeşru ilişki yaşamasına razı olmasını istediğini, boşanmayacağını söylediğini, haftanın birkaç günü eve gelmemeye başladığını, 25.10.2016 tarihinde yaşanan tartışmada şiddet uygulayarak müvekkilini evden kovduğunu, daha önceleri ve olay gecesinde de öldürmekle tehdit ettiğini, evlilik birliğinin erkeğin psikolojik, ekonomik, fiziki şiddet, aldatma, hakaret, kötü muameleler, aile ile görüştürmeme, sürekli aşağılama nedeniyle sona erdiğini, tarafların zina, cana kast ve pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı tarafın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, asıl davanın reddine ile karşı davanın kabulüne erkek müvekkili için 500,00 TL yoksulluk nafakası hükmedilmesine, 150.000,00 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile kadından tahsili ile erkeğe ödenmesine, Ziynet yönünden: Kadının düğün sonrası 12.000,00 TL borcu nedeniyle ziynetlerin bir kısmının bozdurulduğunu geriye kalan ziynetlerin ise davacı kadında kaldığını ziynet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, TMK'nın 169....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, dava dilekçesindeki açıklamaları tekrar ederek, tarafların dava tarihi itibariyle 21 yıla varan fiili ayrılıklarının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirdiği gerekçesi ile istinaf etmiştir. Davalı taraf, istinafa cevap dilekçesi de sunmamıştır. GEREKÇE: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanan boşanma davasıdır. (TMK m. 166/1) HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Somut olayda, tarafların 1995 yılından itibaren ayrı yaşadıkları, davalının Hollanda'da kaldığı, davacının Türkiye'ye döndüğü sabit ise de tarafların ayrı yaşamasında neden olan olaylar hakkında davacı tanığının görgüye dayanan bilgisi olmadığı anlaşılmaktadır....
Dava dilekçesi incelendiğinde, konunun evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve davalının evi terk edip adresine ulaşılamaması nedeniyle boşanma istemini içerir dilekçe olduğu belirtilmiştir. Ön inceleme duruşma tutanağında ise davacı asil evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirtmiştir. Davacı vekili ise dava dilekçesini tekrar etmiştir. Mahkemece ise tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın davalının kusurlu davranışları nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı hususunun tespiti olduğu saptanmıştır. Mahkemece kurulan hüküm de dava sebebinin davacıya açıklattırılmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş davacı vekiline dava sebebinin TMK'nun 164....
Dava dilekçesi incelendiğinde, konunun evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve davalının evi terk edip adresine ulaşılamaması nedeniyle boşanma istemini içerir dilekçe olduğu belirtilmiştir. Ön inceleme duruşma tutanağında ise davacı asil evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirtmiştir. Davacı vekili ise dava dilekçesini tekrar etmiştir. Mahkemece ise tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın davalının kusurlu davranışları nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı hususunun tespiti olduğu saptanmıştır. Mahkemece kurulan hüküm de dava sebebinin davacıya açıklattırılmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş davacı vekiline dava sebebinin TMK'nun 164....
Mahkemece; "Dava, evlilik birliğinin, davalının kusurlu eylemleri sebebiyle temelinden sarsıldığı iddiasıyla açılan boşanma istemine ilişkindir. Davacı taraf, boşanmanın yanı sıra maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Davalı taraf süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile kendisinin de boşanmak istediği yönünde beyanda bulunmuş, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kusuruyla sebebiyet veren tarafın davacı taraf olduğunu iddia ederek davacının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, buna karşılık davacı kadının ise hafif kusurlu olduğu bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamamış olması sebebi ile davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
İlk derece mahkemesince; "Dinlenen tanıkların beyanlarında davacı-karşı davalının ileri sürdüğü vakıalara dair kadının kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispata yarayan görgüye dayalı, tarihi belirlenebilir, somut bir olaydan söz etmedikleri, bu haliyle soyut ve aktarıma dayalı beyanların TMK'nın 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup hükme esas alınabilecek yeterlilikte bulunmadığı, kadının kusurlu olduğunu ispata yarayan başkaca bir delil de bildirilmeyen davada eylemli ayrılık ise TMK'nın 166/4. fıkrasındaki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmedikçe tek başına evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsılması nedeniyle boşanma sebebi olamayacağı, kadının açmış olduğu davanın ise TMK' nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası olduğu, akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına karar verilen kocanın...
(1) Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir....