Maddi tazminat açısından: TMK 174/1.maddesinde " Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir miktar maddi tazminat isteyebilir."şeklinde belirtilmiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eş mahkememizce kusurlu olarak görülmüş olup, davalı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davalı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davacının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı/karşı davacı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 19/02/2015 NUMARASI : 2014/245-2015/64 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; "evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu davranışlarıyla ulaşıldığı" gerekçesiyle; erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verilmiş, kadın lehine maddi tazminat ve nafakaya hükmedilmiştir. Davalı-davacı erkeğin mahkemece belirlenen kusurları sabit ise de; davacı-davalı kadının da eşine şiddet uyguladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....
Dava, TMK 166/1- 2 maddeleri uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. 1- Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası sonucu verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, davacı 26/11/2020 havale tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir. Başvurucu davacı asilin imzalı ve usulüne uygun şekilde kimlik tespitinin yapıldığı ve başvurudan sonra feragat ettiği anlaşılmakla HMK 349/2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı kocanın kusur, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Uyuşmazlığın çözümü için ilgili yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde yarar vardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nın 166. maddesinin bir ve ikinci fıkraları; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir…” hükmünü içermektedir. Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır....
Davadan sonra gerçekleşen eylemleri "evlilik birliğinin sona ermesi tarihine kadar yükümlülükler sürer" gerekçesiyle hükme esas alınmaya kalkışılırsa; -Boşanma davasına "sonsuz sayıda" delil listesi sunabilirsiniz, çünkü evlilik sona ermemiştir. -Boşanma davasına temyiz ya da karar düzeltme aşamasında delil sunabilirsiniz, çünkü evlilik sona ermemişt -Boşanma davasına "davanın reddi gerekir" şeklindeki bozma kararına uyulmuş olsa bile delil sunabilirsiniz. Çünkü evlilik sona ermemiştir. Davadan sonra gerçekleşen eylemler hükme esas almaya kalkışılırsa sunulacak her yeni delil listesi ile boşanma davalarının kilitleneceği izahtan varestedir. Boşanma davalarında da "yükümlülüklerin evlilik sona erinceye kadar sürdüğü" gerekçesi evlilik bitene kadar her zaman ve her koşulda delil sunabilirsiniz anlamına gelmektedir....
ettiklerini, karşı tarafin ağır kusuru nedeniyle tedbir ve devamında yoksulluk nafakası talebinin reddini talep ettiklerini, sosyal ekonomik ve sosyal durum araştırmasının Bayburt-Gökçedere kasabasından yapılarak bu araştırma neticesinde müvekkil için en ekonomik nafakanın takdirini sayın mahkemeden talep ettiklerini, tüm bu yaşanan olaylar neticesinde müvekkilin de artık bu evliliği devam ettiremeyeceği kanaatinin hasıl olmuş olup tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ettiklerini, yukarıda kısaca arz ve izah edilen ve sayın mahkemce re'sen tespit edilecek nedenlerle; davacı T1 tarafından açılan boşanma davasının tüm talepleriyle birlikte reddine, taraflarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının kusurun karşı tarafta olması nedeniyle kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun bulunmadığı, davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu bulunduğu 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 166 f. I hükmü kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz biçimde sarsılmasını temel aldığından kusurlu tarafa da boşanma davası açma hakkı verilmiş ise de Yargıtay, bu değişikliği tam kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek görüşündedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. (Bkz....
Davacı birleşen dosya davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı kadının ileri sürmüş olduğu boşanma nedenlerinin haklı boşanma sebepleri olarak değerlendirilemeyeceğini, yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından bir fayda kalmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılarak yeniden karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı/karşı davalı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı/karşı davalı eş evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davalı-karşı davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davalı- karşı davacı kadının çalışmaması sebebiyle davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı ve düşeceği ekonomik sıkıntı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı/karşı davacı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir....
manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, erkeğin kabul edilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası nedeniyle ve kadının reddedilen haysiyetsiz hayat sürme davası nedeniyle erkek yararına; erkeğin reddedilen zinaya dayalı boşanma davası nedeniyle ve kadının kabul edilen zinaya dayalı boşanma davası nedeniyle kadın yararına maktu vekâlet ücreti ödemesine karar verilmiştir....