AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2022 NUMARASI : 2021/420- 2022/452 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların müşterek 3 çocukları olduğunu, bu çocuklardan birinin engelli olduğunu, tarafların karı koca hayatından uzaklaştıklarını, davalının telefon bağımlısı olduğunu elinden telefon düşürmediğini, davalının müvekkili ve müşterek çocukları ile ilgilenmediğini, davalının sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, davalının başka erkekler ile konuştuğunu, belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını müvekkili lehine 100.000 TL maddi...
Toplanan delillerden, tarafların daha önce açtıkları karşılıklı boşanma davalarının "taraflar arasında iddia edilen sorunların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylardan olmadığı" gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği anlaşılmakla her iki tarafın da boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde taraflara ayrıca kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı dikkate alınarak boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu sonucuna varıldığı ancak ilk derece mahkemesince, yukarıda yapılan tespite aykırı olarak, davacı kocanın kusursuz kabul edilmesi doğru görülmemiş ise de sonuç itibariyle kararın doğru olduğu” gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....
ve davacı kadına müşterek çocuğun ihtiyaçlarına kullanılmak üzere ÖDENMESİNE, Davacı kadının YOKSULLUK NAFAKASI İSTEMİ İLE FAZLAYA DAİR İSTEMLERİN REDDİNE, B-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, "karar verilmiştir....
şiddetli geçimsizlik nedeniyle temelinden sarsıldığı, ilk derece mahkemesince verilen boşanma kararının isabetli olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu" gerekçesiyle kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi düzeltilmiştir....
Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki taleplere ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Davaya rağmen eşlerin bir süre birlikte yaşaması evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, sürdürülebilir olduğunu ve davadan önceki olayların taraflarca hoşgörü ile karşılandığını gösterir. Bu nedenle taraflara boşanma davasının açılmasından önceki vakıalar kusur olarak yüklenemez. Her dava, açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirileceğinden, tarafların bir araya gelmelerinden sonra oluşan olaylar ise ancak yeni bir davanın konusunu oluşturur ve eldeki davada kusur belirlemesine esas alınamaz....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, dinlenen tanıkların davacıya olan yakınlıkları ve yaşları dikkate alındığında davalının kusurunun ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11. Boşanma sebebi olarak dayanılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I-II. maddesi; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Tarafların sabit görülen bu eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden oldukları, tarafların yeniden bir araya gelerek evlilik birliğini yürütebilmelerine imkan kalmadığı, davacı ve davalıyı birlikteliğe zorlamanın kendileri ve toplum menfaati bakımından bir faydasının kalmadığı sonuçlarına ulaşılarak tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Eylemlerin ağırlığı ve niteliği değerlendirildiğinde tarafların eşit kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Medeni Kanun'un 174/1. maddesi uyarınca mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda yukarıda izah edildiği şekilde taraflar eşit kusurludur. Boşanma ile davacı herhangi bir maddi zararda olacağını yargılama süresince ispatlayamamıştır. Bu sebeple de davacının maddi tazminat talebi reddedilmiştir....
Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı bu tutumunun sebep olduğu, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile velayet kararı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Tarafların uzun zamandır ayrı yaşadıkları, evlilik müessesesinin eşler ve toplum açısından önemli olan devamının bu hali ile taraflardan beklenemeyeceği, ve bu hali ile taraflar arasında ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede ve evlilik birliğinin devamını imkansız kılacak şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, tarafların bundan böyle biraraya gelerek evlilik birliğini devam ettiremeyecekleri, evliliğin bu hale gelmesine daha ziyade davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışların neden olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında toplum ya da taraflar bakımından menfaat bulunmadığına mahkememiz tarafından kanaat getirildiğinden Asıl Davanın Kabulü ile tarafların boşanmalarına, karar verilmiştir....