Mahkemece; "Dava, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiası ile açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma hükümlerini düzenleyen 4721 sayılı kanunun 161 ve devamı maddelerine ilişkindir....
Mahkememizce dinlenilen tanıklar Hilal ve Güllü'nün benzer beyanlarına göre tarafların davadan önce ayrı yaşamaya başladıkları, davalının eşini sürekli takip ettiği ve "sizi öldüreceğim, para vermeyeceğim sizi süründüreceğim" diyerek psikolojik baskı yaptığı, sık sık alkol aldığı, alkollü bir şekilde eve gelip eşine ve çocuklarına "sizi si..cem, orospular" diyerek küfür ve hakaret ettiği anlaşılmakla, bu haliyle davalının bu tarz tam kusurlu tutum ve davranışları sebebiyle evlilik birliğinin devamı davacıdan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
Temyiz Sebepleri 1-... erkek vekili, tanıklarının dinlenmemesi ve ziynetlerin kabulü yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl ve karşı dava, TMK'nın 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'î niteliğindeki istemler ile ziynet alacağına kabul ve redde noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindesi, 3....
-TL toplu yoksulluk nafakasının davacı- karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle TMK'nın 174/1- 2. Maddesi koşulları oluşmadığından davacı- davalı kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile davacı-karşı davalı erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, davalı karşı davacının ziynet eşyasına ve ev eşyasına ilişkin talebinin reddine" karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma, fer’ileri ve ziynet alacağı, karşı dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının miktar konusunda herhangi bir delil ileri sürülmediğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda, davacı tarafın kusurlu olduğunu, davacı tarafın çalıştığını, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, davacı tarafın müşterek çocukla ilgilenmediğini, velayet görevini yerine getirmediğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma ve ziynet eşyası alacak talebine ilişkindir....
evin olmadık yerlerine bıraktığını, evde davacının ailesi varken bornozla gezdiğini, evin bakımı ve temizliği konusunda gerekli özeni göstermediğini, davalının engelli raporu olduğunu ve engelli maaşı aldığını davacıdan sakladığını, davacının bu yanılgı ile evlilik yapmasına sebep olduğunu, bu nedenlerle irade sakatlığı nedeniyle öncelikle evliliğin iptaline olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı yararına 10.000,00- TL maddi, 50.000,00- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece verilen hükme karşı davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, pazar alanındaki işlerin gelişmesi ve daha çok mal getirebilmek adına ziynet eşyalarının davacı tarafça davalıya verilerek minibüs satın alındığını belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE; Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ziynet eşyası davası niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dosya içeresinde mevcut bulunan nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde; tarafların 10/08/2000 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 03/07/2001 doğumlu Berk Ali ve 16/05/2005 doğumlu Burak isimli müşterek çocuklarının olduğu görülmüştür....
oturtmak ve mutlu bir yuva kurmak amacıyla Rize iline taşındığını, yıllar geçse de davalının bir türlü evliliğe adapte olmadığını, eve geç geldiğini, eşiyle ilgilenmediğini, davacının eşine daha yakın olabilmek için Pazar Kaçkar Devlet Hastanesine atandığını, davalının davranışlarının değişmediğini, eşine karşı soğuk ve ilgisiz olduğunu, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşya ve paraların tamamını düğünün sabahında davalının alıp götürdüğünü ve bir daha da müvekkiline vermediğini, her konuda egemenlik ve üstünlük kurmaya çalışan davalının müvekkilinin parasına ve ziynet eşyasına da el koyduğunu, ziynet eşyalarının hiç birisini müvekkiline vermediğini belirterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakılmasına, müşterek çocuk için aylık 1.500,00....
HD 2019/1441 E, 2021/715 K) Boşanma talebi yönünden yapılan değerlendirmede; TMK 166/1- 2 maddesine göre evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu kapsamda dava açan tarafın kusursuz yada daha az kusurlu olması yahut fazla kusurlu olmasına karşın davalının bir itirazının bulunmaması ya da itirazı bulunmasına karşın bu itirazın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmaması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde davacı-birleşen davalı kadının hafif kusurlu, davalı-birleşen davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, sabit görülen eylemler nedeniyle evlilik birliğinin, ortak hayatın sürdürülmesi taraflardan beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı anlaşılarak asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....