İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı - karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Reddedilen asıl boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat talepleri, kusur, kabul edilen karşı boşanma davası, aleyhine hükmedilen tazminatlar kabul edilen ziynet alacağı yönünden verilen kararı istinaf etmiştir. Davalı - karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tedbir, Yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük oluşu, tazminat miktarının düşük oluşu, ziynet eşyalarında aynen iadesi yada fiili ödeme gününde ki değerine karar verilmemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ve karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine ilişkindir....
Mahkemece; "Tarafların 24/10/2020 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kendisiyle ilgilenmediği vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir....
Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir. 1- Davalı-karşı davacının açtığı boşanma davası ve davacı-karşı davalı için hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davalı-karşı davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, TMK'nın 169. maddesine göre davacı-karşı davalı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarının makul olduğu, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı-karşı davacının bu yöndeki istinaf isteminin esastan reddi gerektiği...
hatalı olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının dosyadan tefrikine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2019 NUMARASI : 2017/751 ESAS 2019/134 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karar karşı davalı karşı davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. ve 356.maddeleri gereğince DURUŞMASIZ OLARAK ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesine göre istinaf sebepleri ile bağlı olarak dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ağır kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmasına, davacı lehine 700TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 15.000TL maddi, 20.000TL manevi tazminat ile ziynet alacağına karşılık olmak üzere 30.000TL 'nin hüküm altına alınmasını telep etmiştir....
DAVA Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile davalı kadın ile boşanmalarına, ortak çocuk Abdulkadir`in velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuklar için ayrı ayrı 500,00`er TL tedbir-iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 150.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının ve paranın aynen iadesine gerçekleşmez ise değeri de dikkate alınarak dava tarihinden işleyecek faizi ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Temyiz Sebepleri Davalı-davacı kadın vekili vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin kusurlu olduğunu belirterek erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tazminat taleplerinin reddi, ortak çocuklar için hükmolunan nafakaların miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır. 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2022 NUMARASI : 2020/354 ESAS - 2022/395 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1995 yılında evlendiklerini bu evlilikten 3 tane çocuklarının dünyaya geldiğini, davalı eşi ile evlilik birliğinin başından beri aralarında fikir ayrılıklarının olduğunu, karşılıklı tartışmalar, küslükler ile evlilik hayatlarının devam ettiğini bu süreçte müşterek çocukların dünyaya geldiğini, bu tartışmalar ve küslükler nedeniyle yaklaşık 7 yıl önce evden ayrıldığını ve fiilen ayrı yaşamaya başladığını, davalı ile tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek, açılan davanın kabulü ile boşanmalarına...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin, erke dayalı davası yönünden maddî hukukun uygulanmasında hata edilmediği, kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülüklerden kaçınmak için değil erkek tarafından şiddet görmesi ve kovulması nedeniyle ayrıldığı, 4271 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesindeki şartların gerçekleşmediğinden İlk Derece Mahkemesinin erkeğin boşanma davasının reddinin isabetli olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında kusurlu vakıaların doğru olarak tespit ettiği, buna bağlı olarak kusur derecesini tayinde hata yapılmadığı, erkeğin tam kusurlu davranışları ile evlilik birliğini temelden sarsıldığı ve kadın için çekilmez hale geldiği, doğru olarak nitelendirildiği, kadının yoksulluk nafakası talebinin, çalıştığı için erkek ile kazançları birbirine yakın olduğu ancak davacı kocanın yanında iki çocuğun bakım yükümlülüğü olduğu, kadın eşin...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava; erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, birleşen dava ise kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma ve ziynet alacağı davasıdır....