CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini ve reddini talep ettiklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkiline atfedilebilecek kusurun bulunmadığını, tamamen davacının kusurlu olduğunu, tarafların dört aydan bu yana fiilen ayrı yaşadıklarını, evlilik birliği içinde özellikle hafta sonları karşı davalının eve geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiğini, gece geç saatlere kadar kahvede oyun oynadığını, çoğu zaman da eve sarhoş geldiğini, karşı yanın eşini her hafta sonu ailesinin bulunduğu köye götürüp orada içinde sadece yatak odası bulunan kayıt dışı bir evde kalmaya zorladığını, karşı yanın müşterek konutun ve aile birliğinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin evin iaşesini sağlamak zorunda kaldığını, karşı yanın evlilik birliğinin üzerine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin karşı yanın kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını,...
kabul edilen kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, buna göre erkeğin davasının ferileriyle birlikte kabulü ile kadının boşanma davasının reddinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır....
Dosya incelendiğinde; tarafların müşterek üç çocuklarının bulunduğu, davacı bd erkeğin kusura ve ziynet kararına itiraz ettiği ve davalı bd kadının da kusura, boşanmaya ve tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf talebinde bulunduğu gözetildiğinde; ilk derece mahkemesi kararında taraflar hakkında belirtilen kusurlu davranışlarının tanık beyanları kapsamında doğru belirlendiği, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve kadının da ev ve çocuklarla yeterince ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı bd erkeğin ağır, davalı bd kadının hafif kusurlu olduğu anlaşılmış olup erkeğin kusura yönelik olarak istinaf itirazının reddi gerekmiştir....
Davacı 28/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; 25/06/2021 tarihli feragat dilekçesinden, feragat ettiklerini boşanma kararının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; her iki boşanma davası, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat, nafaka ve hüküm altına alınan ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı tarafından açılan karşı boşanma davası, hem "terk" hem de "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanmakta olup, bu iki sebebin aynı davada ileri sürülmesinin mümkün bulunmamasına, kaldı ki terk sebebine dayanan boşanma isteğinin reddine mutedair kararın, ihtar kararının tebliğinden itibaren iki ay beklenmeden 22.03.2013 tarihinde dava açılmış olması sebebiyle sonucu bakımından da doğru olmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle ilgili...
Davalı-karşı davacı kadının davası akıl hastalığına değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayanmaktadır. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle erkeğe kusur yüklenemez. Böyle olunca da, erkeğin de kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden" sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ne var ki, erkeğin davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyizin şümulü dışında bırakılarak kesinleşmiş, kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin esası bu sebeple konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece, kadının boşanma davası yönünden dava konusuz kaldığından "karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak ve davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
, küçük düşürüldüğünü, rencide edildiği ve aşağılayıcı davranıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ve karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, küçük düşürüldüğünü, rencide edildiği ve aşağılayıcı davranıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ve karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, boşanmanın ferilerine, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet alacağına ilişkindir. 1- Davalı-karşı davacının kusur durumu ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf itirazının incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kocanın, kadına sürekli şiddet uyguladığı, bu haliyle kocanın boşanmaya bağlı olaylarda daha ağır kusurlu olduğu hususu gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacının bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile boşanmaya bağlı olaylarda davacı-karşı davalı kocanın ağır, davalı-karşı davacı kadının ise az kusurlu olduğunu tespitine karar verilmiştir....
maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davacı karşı davalının müvekkilinin rızası dışında geri vereceğini söylediği ziynetleri vermediğini, müvekkiline 5 bilezik 7 adet çeyrek ve 1 yüzük takıldığını, bunların aynen iadesini, aksi taktirde bedelinin davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davacı karşı davalının kusuru nedeni ile evlilik birliğinin temelinden çöktüğünü, tekrar bir araya gelme imkanlarının olmadığını, evlilik birliğinin devam edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacı karşı davalının açmış olduğu zina nedeniyle boşanma davasının reddine, kendileri tarafından karşı dava olarak açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....