Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı kadının davası akıl hastalığına değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayanmaktadır. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle erkeğe kusur yüklenemez. Böyle olunca da, erkeğin de kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden" sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ne var ki, erkeğin davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyizin şümulü dışında bırakılarak kesinleşmiş, kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin esası bu sebeple konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece, kadının boşanma davası yönünden dava konusuz kaldığından "karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak ve davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Taraflar arasında dosya kapsamına yansıyan delillerden, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, davacı kocanın müşterek konutlarının alt katında ikamet eden ailesinin ve özellikle de dedesinin ve annesinin evliliklerine müdahale etmesine izin verip evlilik birliğinde kendi ailesini ön plana çıkararak evlilik birliğinin mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için yeterli özeni göstermediği, yine davalı kadına karşı birden fazla davalı tanığının beyanı ile desteklendiği üzere bir kez şiddet içerikli incitici davranışta bulunduğu, bu sebeple davacı kocanın ağır ve tek kusurlu eylemi dolayısıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın taraflar için çekilmez hale geldiği, açıklanan nedenlerle davacı koca tarafından davalı kadın aleyhine açılan boşanma davasının reddine, davalı lehine davanın 09/09/2020 tarihli celsesinin 7 nolu ara kararı ile hükmedilen...

    Dosya incelendiğinde; tarafların müşterek üç çocuklarının bulunduğu, davacı bd erkeğin kusura ve ziynet kararına itiraz ettiği ve davalı bd kadının da kusura, boşanmaya ve tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf talebinde bulunduğu gözetildiğinde; ilk derece mahkemesi kararında taraflar hakkında belirtilen kusurlu davranışlarının tanık beyanları kapsamında doğru belirlendiği, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve kadının da ev ve çocuklarla yeterince ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı bd erkeğin ağır, davalı bd kadının hafif kusurlu olduğu anlaşılmış olup erkeğin kusura yönelik olarak istinaf itirazının reddi gerekmiştir....

    maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davacı karşı davalının müvekkilinin rızası dışında geri vereceğini söylediği ziynetleri vermediğini, müvekkiline 5 bilezik 7 adet çeyrek ve 1 yüzük takıldığını, bunların aynen iadesini, aksi taktirde bedelinin davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davacı karşı davalının kusuru nedeni ile evlilik birliğinin temelinden çöktüğünü, tekrar bir araya gelme imkanlarının olmadığını, evlilik birliğinin devam edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacı karşı davalının açmış olduğu zina nedeniyle boşanma davasının reddine, kendileri tarafından karşı dava olarak açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı ve birleşen davalı koca, kusur belirlemesi, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle TMK 162. Maddeye dayalı boşanma davasının reddi, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle TMK 163. maddeye dayalı dava ve zina nedeniyle boşanma ile ilgili karar verilmemesi, kadının karşı ve birleşen davası, tazminat isteklerinin reddi ve velayet yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı ve birleşen davacı kadın, kusur belirlemesi, kocanın kabul edilen davası, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminat isteklerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2152 KARAR NO : 2022/1650 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DAZKIRI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2022 NUMARASI : 2020/97 ESAS 2022/94 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, boşanmanın ferilerine, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet alacağına ilişkindir. 1- Davalı-karşı davacının kusur durumu ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf itirazının incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kocanın, kadına sürekli şiddet uyguladığı, bu haliyle kocanın boşanmaya bağlı olaylarda daha ağır kusurlu olduğu hususu gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacının bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile boşanmaya bağlı olaylarda davacı-karşı davalı kocanın ağır, davalı-karşı davacı kadının ise az kusurlu olduğunu tespitine karar verilmiştir....

    , küçük düşürüldüğünü, rencide edildiği ve aşağılayıcı davranıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ve karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      , küçük düşürüldüğünü, rencide edildiği ve aşağılayıcı davranıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ve karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        -TL tedbir nafakasına, bu miktarın kararın kesinleşmesiyle birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalıdan kalan müvekkiline ait takıların aynen müvekkiline iadesine, bunun mümkün olmaması halinde takıların belirsiz alacak niteliğinde olması nedeniyle şimdilik 5.000,00.-TL olmak üzere davacı-karşı davalıdan tazminine, müşterek konuttaki kişisel eşyaların müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir. Mahkemece; "Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK m. 166/1) olarak açılan boşanma istemine ve fer'ilerine ilişkindir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır....

        UYAP Entegrasyonu