WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Dosya incelendiğinde; kararın taraflarca boşanma, kusur tespiti, velayet ve şahsi ilişki yönünden istinaf edilmeyerek bu yönlerden kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ziynet ve çeyiz alacağı ve TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına, velayete tazminat taleplerinin reddine, nafakalara ve kadının çeyiz eşyası davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararlar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

Ön inceleme duruşmasında davanın hukuki nitelendirmesi evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma olarak tespit edilmiş, taraflarca ön inceleme tutanağı imzalanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı  TMK'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, davacıdan duyuma dayalıdır. Öte yandan, davalı, boşanmak istediğini bildirmiş ise de; Hakim, boşanma ve ayrılık davasının dayanağı olarak gösterilen olayların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. (TMK m. 184/1) Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. (TMK m. 184/3) Hakim, gösterilen kanıtları serbestçe takdir eder....

Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....

Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....

Bu durumda davacının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunu ispatlayamadığı anlaşılmakla TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılan boşanma davasının reddi kararının yerinde olduğu, davacının istinaf talebinin reddi gerektiği, Anlaşılmakla; karar usul ve yasaya uygun bulunulmakla davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Aile Mahkemesinin 2018/1059 Esas sayılı dosyasında davalı kocanın davacı kadının annesine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, bu konuda tanık Özgenur'un iddiayı doğrular beyanlarının bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği" gerekçesiyle erkeğin; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve zina (TMK md. 161) nedenlerine dayalı boşanma davaları, erkeğin birleşen; zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası ile kadının birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadının birleşen davaya (Antalya 12....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, velayet ve eşya talebi hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince boşanma hükmü kurulmuş; erkek yararına tazminatlara hükmedilmiş ve ortak çocuğun velayetinin anne ve babadan kaldırılarak çocuğa vasi atanmasına karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...somut uyuşmazlıkta davalı kocanın aralarında geçen 04/03/2018 tarihli olayda eşine küfür ve hakaret etmesi, kendi kendisini darp edip davacı eşinde korku ve paniğe sebebiyet vermesi, davacının ve ailesinin barışma teklifini kabul etmemesi, evliliği sürdürmek istemediğini belirterek evden ayrılıp fiili ayrığı başlatması nedenlerinden ötürü evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olup bu evliliğin davacı açısından sürdürülmesinin artık mümkün bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacıya yüklenebilecek kusurun bulunmadığı mahkememizce sabit bulunmuştur..."...

    Yukarıda açıklanan temyize konu davada olduğu gibi veya benzeri olan durumlarda salt kusuru bulunmayan davalı eşin boşanma davası açmaktan kaçınması sonucu, böyle bir evliliği devam ettirmek ne ölçüde doğru olacaktır? Evlilik nikah aktiyle kurulan sui generis (kendine özgü) bir aile hukuku sözleşmesidir. Sözleşmelerdeki "ahte vefa (sözleşmeye bağlılık)" ilkesi nedeniyle durumu bu kadar zorlaştırmak yerinde bir tutum mudur? Düşünceme göre, artık Türk boşanma hukukunda boşanma kararı bakımından kusur ilkesinden tamamen vazgeçilmesinin zamanı gelmiştir. Zaten genel boşanma sebebiyle boşanma davası açılmasını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde boşanma hükmünü davalının kusuruna bağlayan bir açıklık yoktur. Maddeye göre boşanmaya, kusurluluğu göre değil, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ölçüsüne göre karar verilmektedir....

      UYAP Entegrasyonu