WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan Katkı Payı, Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının kabulüne , davalı aleyhine davacı lehine olmak üzere tedbiren 500,00 TL tedbir nafakasına, 30.000,00 TL maddi tazminata, 30,000,00 TL manevi tazminata; davalının tarafına yapmış olduğu eylemlerden dolayı 6284 sayılı kanunun ve medeni kanunun 169....

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK md. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz....

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olup, taraflar arasında TMK.nun 166/3 maddesi şartlarının oluşmamasına, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi yapılamayacağına göre davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla, davacının yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Türk Medeni Kanununun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ( HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Ne var ki erkeğin davası hakkında verilen boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olmakla kadının boşanma davası konusuz hale gelmiştir. O halde, kadının boşanma davasının konusuz kalması sebebiyle esası hakkında "bir karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan (HMK m. 323/1-ğ) vekalet ücreti hakkında davanının açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmek üzere (HMK m. 331/1) hükmün bozulması gerekmiştir....

    kadının bu iddaasını başkaca bir delille destekleyip somut bir şekilde ispatlayamadığı kanaatine varıldığını, davacı kadının başka kadınlara davalı erkekle zina yaptıklarına dair söylem ve hakaretlerde bulunduğunu, davalı erkeğin onurunu ve saygınlığını rencide edici şekilde davrandığının sabit olduğu bu haliyle taraflara kusur olarak yüklenilen eylemlerin değerlendirilmesinde davacı kadının hafif davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, ayrıca davacı ile davalının uzun zamandır ayrı yaşadıklarını dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, buna karşılık davacı kadının ise hafif kusurlu olduğunu bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar...

    birliğinin davacı kadının kusurlu davranışları neticesinde temelinden sarsıldığını belirterek sadakat yükümlülüğünün ihlali, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

    Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada madem ki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md. 166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....

      Dosyadaki delil durumu itibariyle boşanma davasının dayandığı olguların varlığına TMK 184 maddesi anlamında vicdanen kanaat getirilmediğinden ve davacı taraf, davalıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; tanık beyanları ile davalı kadının kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlandığını bu nedenle tazminat ve diğer hakları saklı kalmak kaydı ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Dava; TMK'nın 166/1. maddesi hükmüne dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucu boşanma istemine ilişkindir. "Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md. 166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....

      UYAP Entegrasyonu