Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkekten kaynaklanan boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamaştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik birliğinin yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve eş ve ortak çocukla ilgilenmediğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

      DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların birlikteliklerinin resmi evlilik tarihinden yaklaşık 10 yıl önce başladığı, erkeğin evlendikten sonra ...'da yaşamaya başladığını, ailesini ziyaret ve ... sorunlarıyla ilgilenmek amacıyla zaman zaman memlekete gittiğinde kadının maddî ve manevî şiddet uyguladığını, cinsel ilişkiye zorlaması nedeniyle müşterek çocuklarının olduğunu, hiç bir zaman ortak hayat kurulmadığını, yaklaşık 50 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin askerlik görevini tamamladıktan sonra ...'da N.A. isimli kadınla tanışıp birlikte yaşamaya başladığını ve bu ilişkiden 20.10.1990 doğumlu bir çocuğunun olduğunu, davalı ile sadece aile baskısı ile evlendiğini ve yine aile baskısı yüzünden bu zamana kadar boşanamadığını, beraber yaşadığı kadına karşı vicdan ve ahlaki olarak kendisini sorumlu hissettiğini ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...dinlenen davacı tanıklarının beyanlarıyla davalı erkeğin, davacı kadına şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği sabit görülmüş, davalı erkeğin sabit görülen kusurlu davranışları karşısında birliğin devamına imkan vermeyecek derecede evliliğin temelinden sarsıldığı kanaatine varılmış, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna kanaat getirilerek..."...

        Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, dinlenen tanıkların davacıya olan yakınlıkları ve yaşları dikkate alındığında davalının kusurunun ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11. Boşanma sebebi olarak dayanılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I-II. maddesi; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....

          Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin 1 ve 2. fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmünü taşımaktadır. 16. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. 17....

            DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kötü davranışlarına artık tahammül edemediğini, evliliğin fiilen sona erdiğini iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II....

              Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece birlik görevlerini ağır şekilde ihmal ettiği ve eşine ilgi göstermediği anlaşılmaktadır....

                İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet eşya alacağı istemine, karşı dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....

                AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2022/533 ESAS 2022/1068 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu