Maddenin bir ve ikinci fıkraları, esasen evlilik birliğinin sarsılması ilkesine dayalı olup, birliğin sarsılıp sarsılmadığı hususunda karar vermeye yetkili hâkimin ise tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda gerçekleştirdikleri kusurlu davranışları uyarınca bir karar vermesi gerekliliği nedeniyle; kusur ve evlilik birliğinin sarsılması ilkelerinin her ikisinin de varlığını kapsamaktadır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekmektedir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. 15....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2014/50-2014/560 Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine bağlı boşanma talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır....
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli olarak müvekkiline bağırdığını, davacının evlilikleri boyunca üzerinde düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının sürekli olarak müvekkiline uyguladığı psikolojik şiddet, aşağılama, hakaret ettiğini evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Sonuç olarak; asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelimden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına; erkek tarafından açılan karşı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında kadına kusur olarak atfedilebilecek vakıaların ispatlanamadığı/affedildiği görüldüğünden reddine, "gerekçesi ile; "ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları Alper'in velayetinin anneye verilmesine, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile davalı karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, TMK'nın 169....
Mahkemece, davacı erkeğin HMK'nın 119/1-e ve f ile 194. maddeleri uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuracak vakaları kanıtlamaya elverişli şekilde somutlaştırıp ispata yarayan delil sunmadığından ve mevcut durum itibariyle de davalının kusurlu bir davranışı sebebiyle evlilik birliğinin ortak hayatın sürdürülmesini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı sonuç ve kanaatine varılamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin beş yıldır Kazakistan ülkesinde çalıştığı ve daha önce erkek tarafından açılıp reddedilen ve 02.02.2010 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelmediği sabittir. Davada TMK m. 166/son şartları oluşmuştur. O halde davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m.163) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece kısa kararda, "Davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verilmek sureti ile her iki dava kabul edildiği halde, hükmün gerekçesinde dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak nitelendirilerek, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma kararı verildiği belirtilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur (HMK m.297). Gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/02/2020 NUMARASI : 2018/975 ESAS 2020/85 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,000 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili T1 tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeni boşanma davası açıldığını, dava devam ederken müvekkilin vefat ettiğini, mirasçıların davaya devam ettiğini, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurlu olduğunun tespiti ile mirasçılık sıfatının sona ermesini talep ettiklerini, davalı kadının kusurlu olduğunu, kadının bu evliliği maddi çıkarları için yaptığını, yerel mahkemenin kusura ilişkin değerlendirme ve tespitlerinin hatalı olduğunu, arz ve izah ettikleri üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl ve ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kadın üzerinde bırakılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir....
CEVAP Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, aldattığını belirttiği kadının iş arkadaşı olduğunu, kadının erkeği evden kovduğunu, sevgi ve saygı göstermediğini, aile ekonomisine aykırı harcamalar yaptığını, namaz kılması konusunda evlilik öncesinde anlaşmalarına karşın kadının sözünü yerine getirmediğini, erkeğe karşı hakaret ve tehdit içeren sözler söylediğini, kolunu tırmalayarak fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. III....