doktorlar tarafından kesin olarak teşhis edilip davalı ve ailesinin bu konuda bilgilendirildiğini, davalı ve ailesinin gerçeği müvekkilinden sakladıklarını, müvekkilinin söylenenlere inanarak evlilik akdini gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığını belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşini uzun süre ailesiyle birlikte yaşamaya mecbur eden, aile yakınlarının alay etmesine ses çıkarmayan davacı-davalı erkek tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda mahkemeninde kabulünde olduğu üzere eşine aşağılayıcı sözler söyleyerek rencide eden davacı-davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği; davalı kadının ise boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen kadın eşin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, erkek eşe atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda kadın tam kusurlu olup boşanma davası açmakta haklı olmadığından kadının davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru değil ise de erkeğin boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyize gelmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; nafaka ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için, başvuru tarihinde evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Ancak bu halde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Taraflar 02.03.2010 tarihinde evlenmişler, boşanma davası ise, evlilik bir yılını doldurmadan 24.09.2010 tarihinde açılmıştır. Bu halde tarafların boşanma ile mali sonuçları konusunda anlaşmış olmaları sonuç doğurmaz. Böyle bir durumda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının, bilbeyyine ispat edilmiş olması gerekir....
Yerel mahkeme kararında, “her iki tarafında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşılıklı olarak boşanma davası açmış olmaları nedeniyle ve Yargıtay içtihatları gereğince taraflar birlikte yaşamaya zorlanamayacaklarından taraflar arasındaki evlilik birliğinin tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığının kabulü ve koşulları gerçekleşen TMK’nun 166/1. maddesi gereğince tarafların karşılıklı davalarının kabulü ile boşanmalarına karar vermek gerektiği" belirtilmiş, boşanma davalarının kabulüne dayanak "vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2023 NUMARASI : 2022/586 ESAS - 2023/82 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 02/08/2004 tarihinden bu yana evli olduklarını, evliliklerinin en başından beri sosyal ve kültürel farklılıklar nedeniyle aralarında anlaşmazlıklar yaşandığını, bu anlaşmazlıkların her geçen gün arttığını, boşanma talebine dair davalı eşin iradesinin de müvekkili ile aynı yönde olduğunu, tarafların evliliklerinin devamının mümkün olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan protokol doğrultusunda tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1,166/2 ) davacı -karşı davalı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davalı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Davacı tarafın dayandığı deliller toplanmış, toplanan delillerden davalı kadının, kendisine karşı; evde sürekli kavga ve tartışma çıkarması, erkeğin ailesine hakaret etmesi ve onlarla tartışması, müşterek çocuğu erkeğin ailesinden uzaklaştırması ve onlara karşı doldurması, müşterek konutun kapı kilidini değiştirmesi, davacı erkeğe hakaret ederek "or...pu çocuğu senden baba olmaz gibi hakaretlerle kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını asıl davacı ispat etmiş bu nedenle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. SOMUT KARŞI DAVADA BOŞANMA: Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığı davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadının iddialarını inkar etmiş sayıldığı toplanan delillerden özellikle tanık beyanlarından; gerçekleşen vakıalardan, tüm dosya kapsamından davalı/karşı davacı kadının ve davacı/karşı davalı erkeğin eşit kusurlu olduğu anlaşılmıştır....