Hukuk Dairesi'nin 25/04/2017 tarihli 2016/9710 Esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir ki, olayımızda davalının sürekli borçlandığı, tarafların sorunlar nedeniyle ayrı yaşadıkları, davalının çocuklarıyla ilgilenmediği, davacının ise en küçük nedenlerden dolayı sıkıntı çıkardığı, , dikkafalı ve geçimsiz olduğu, davalıyı evden kovduğu, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri böylelikle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve TMK.nın 166/1 maddesi gereğince taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu anlaşılmakla tarafın boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçeyle, "Davanın KABULÜ İLE; tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1 Maddesi Gereğince BOŞANMALARINA, önceden karar verildiğinden ve bu karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden...
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma Davaları Yönünden Yapılan İstinaf İncelemesinde; Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin kadından/erkekten kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
birliğinin temelinden sarsıldığına dair ileri sürmüş vakıaların gerçekleştiğini ispatlayamadığı, yukarıda bahsedilen ve sabit görülen vakıaların evlilik birliğini temelinden sarsacak vakıalar olduğu, bahsedilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı-birleşen davacı kadının ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan bir vakıaya sebep olmadığı anlaşıldığından kusursuz olarak kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiği gerekçesi ile davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının ve fer'î taleplerinin reddine, davalı-birleşen davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-birleşen davacı kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, 25.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesi, davalı-birleşen davacı kadının yoksulluk nafakası...
Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; "Boşanma talebi ve Kusur durumu açısından; Dava T.M.K.'nun 166/1 maddesi anlamında boşanma istemine ilişkindir. TMK'nın 166/1. maddesinde; evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği ön görülmüştür. Taraflara ait aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; Tarafların 19/08/2018 tarihinde evlendikleri bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığı anlaşılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; TMK'nın 166/1. maddesinde yer alan, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." Dosya incelendiğinde; tarafların 28/06/2007 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetkili mahkemenin taraf eşlerin birlikte yasaşdığı Sincan/Ankara olması gerektiğinden bahisle yetki itirazında bulunduğunu, bununla birlikte evlilik birliğine karşı görevlerini yerine getirdiğini ve eşinin 2013 yılında internette tanıştığı bazı kişilerle iletişime geçtiğini ve o tarihten bu yana aralarında geçimsizlik söz konusu olduğunu belirterek, davanın reddi ile 50.000,00.-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davacıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı "Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması" nedenine dayalı boşanma davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesine göre : Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Mahkemece; "Davacının iddiaları, davalının savunmaları, nüfus kayıtları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma, manevi tazminat, yoksulluk nafaksı talebine ilişkindir....