WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, TMK'nın 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebebi ile boşanma davası açtığını, davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun, soyut iddialardan ibaret olduğunu, iddiaların gerçeği hiçbir yönü ile yansıtmadığını, davacı tarafından Ankara 6. Aile Mahkemesinde 2019/690 E. Sayılı dosya ile Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) davası açıldığını halen derdest olduğunu, mahkeme nezdinde açılan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, mahkemece esas incelemeye geçmesi halinde kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğinden boşanmada tamamen kusurlu/daha fazla kusurlu davacı eşinin davasının red edilmesi gerektiğini, (Yargıtay 2....

Davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça bir delile dayanmamış olması nedeni ile toplanacak delil bulunmaması dosya kapsamında dava dilekçesindeki iddiaları ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispatlayacak delil bulunmaması, davacının bir dönem kadın konuk evinde kalmasının tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata elverişli olmaması ve boşanma davalarında hakimin tarafların ikrarı ile bağlı olmaması nedeni ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/371 ESAS - 2021/574 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; geçimsizlik ve anlaşma durumu olmayışı nedeniyle tarafların birbirlerini kırmaya ve zedelemeye gerek duymadan medeni bir şekilde anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Taraflarca düzenlenen 02/09/2021 havale tarihli boşanma protokolü incelendiğinde; müşterek çocuğun velayetinin babada olacağı, müşterek çocuğun annesi ile duracağı ve babanın istediği zaman çocuğu görebileceği anlaşılmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/371 ESAS - 2021/574 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; geçimsizlik ve anlaşma durumu olmayışı nedeniyle tarafların birbirlerini kırmaya ve zedelemeye gerek duymadan medeni bir şekilde anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Taraflarca düzenlenen 02/09/2021 havale tarihli boşanma protokolü incelendiğinde; müşterek çocuğun velayetinin babada olacağı, müşterek çocuğun annesi ile duracağı ve babanın istediği zaman çocuğu görebileceği anlaşılmıştır....

Yukarıda açıklanan temyize konu davada olduğu gibi veya benzeri olan durumlarda salt kusuru bulunmayan davalı eşin boşanma davası açmaktan kaçınması sonucu, böyle bir evliliği devam ettirmek ne ölçüde doğru olacaktır? Evlilik nikah aktiyle kurulan sui generis (kendine özgü) bir aile hukuku sözleşmesidir. Sözleşmelerdeki "ahte vefa (sözleşmeye bağlılık)" ilkesi nedeniyle durumu bu kadar zorlaştırmak yerinde bir tutum mudur? Düşünceme göre, artık Türk boşanma hukukunda boşanma kararı bakımından kusur ilkesinden tamamen vazgeçilmesinin zamanı gelmiştir. Zaten genel boşanma sebebiyle boşanma davası açılmasını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde boşanma hükmünü davalının kusuruna bağlayan bir açıklık yoktur. Maddeye göre boşanmaya, kusurluluğu göre değil, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ölçüsüne göre karar verilmektedir....

    Dava; TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir....

    Karşı davanın zina veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası olarak açıldığı, gerekçede zinanın ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma şartının kadın yönünden gerçekleşmediğinin anlaşıldığı ancak hükümde ayrı ayrı hüküm kurulmadığı anlaşıldığından mahkemenin hüküm kısmında bulunan "karşı davanın reddine" yönelik kısmın hükümden çıkarılmasına, davalı-karşı davacının Zinaya Dayalı Boşanma Davası ile Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı Boşanma davalarının ayrı ayrı reddine şeklinde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Davacının dava dilekçesinde hem fiili ayrılığa(MK 166/4) hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına(MK 166) dayalı boşanma davası açtığı, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulduğu ancak tanık deliline dayanılmadığı, bu sebeple davalı tanıklarının dinlenmediği, davacı tanıklarının dinlendiği, tanıkların taraflar arasında 10- 15 yıldır geçimsizlik olduğunu, tarafların 6- 7 yıldır ayrı yaşadıklarını, tarafların ikinci kez açılan boşanma davasından sonra ayrı yaşamaya başladıklarını beyan ettikleri, Dava hem fiili ayrılığa hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açıldığı halde, yerel mahkemece fiili ayrılık dayalı boşanma talebi hakkında herhangi bir karar verilmediği, davacının 166/1 dayalı boşanma davasının kadının bir başkası ile yaşadığı kabul edilerek kabulüne karar verildiği, Taraflar arasında ilk boşanma davasının davacı erkek tarafından 2007 yılında açıldığı ve 2010 yılında dava...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı karşı dosya davalısı tarafından davalı karşı dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 161 maddesi uyarınca zina nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 166- 1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Tarafların TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, tarafların 4721 sayılı TMK'nin 161 maddesi uyarınca zina BOŞANMALARINA, Davacı karşı davalının maddi- manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, Davalı karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı TMK'nin 174/1 maddesi uyarınca 15.000,00- TL maddi tazminat takdiri ile iş bu tazminatın boşanma kararının...

    UYAP Entegrasyonu