Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı kadın ise boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Mahkemece erkeğin açtığı evliliğin iptali davası reddedilip kadının açtığı boşanma davası kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir. Boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında kaldığından boşanma kararı kesinleşmiş ve evlilik boşanma ile sona ermiştir. Bu haliyle evliliğin iptali davası konusuz hale gelmiştir. Gerçekleşen duruma göre, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek üzere evliliğin iptali davasının reddine yönelik hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Bu itibarla, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasının reddi ile davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygundur. Kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasında verilen ret kararı açıklanan sebeple doğru görüldüğüne göre, erkeğin boşanma davasının tefrik edilmesine ve boşanma davasının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davanın sonucunu beklemesine de usul ekonomisi gereğince bir gereklilik bulunmamaktadır. O halde, kadının evliliğin nispi butlan sebebiyle iptali davasının reddine, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına dair karar onanmalıdır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek evliliğin mutlak butlanla iptali olmadığı taktirde boşanma talep etmiş, davalı-davacı kadın asıl davaya verdiği cevapta davanın reddini savunmuş, herhangi bir talepte bulunmamış, erkek cevaba cevap vermemiş ve dilekçeler aşaması tamamlanmıştır. Davalı-davacı kadın ayrıca birleşen boşanma davası açmış ve bu davada maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinde bulunmuştur. Mahkemece erkeğin davasının kabulüne evliliğin mutlak butlanla iptaline, kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

        Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan evliliğin iptali davası, tarafların boşanma davası ile birleştirilmiş, birleştirilerek görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının reddine karar verilmiştir. Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulması imkan dahilindedir (HUMK m. 439/2). Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. O halde davacı-karşı davalı erkeğin nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının tefrik edilerek sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermek gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece bozmadan sonra; 28.12.2010 tarihinde evliliğin iptaline, boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Karardan önce 9.1.2010 tarihinde boşanma davasının davalısı koca ölmüştür. Bu halde; iptal davasının davacısı, boşanma davasının davalısı olan koca 9.1.2010 tarihinde öldüğünden evliliğin iptali davası açılmasından sonra ölmüş olması iptal davasını konusuz kılmaz ise de (TMK. md. 159): birleşen boşanma davasında boşanma talebini konusuz hale getirir. Ölenin mirasçıları açılmış olan iptal davası ve boşanma davasını sürdürmüşlerdir.Bu durumda mahkemece; birleşen boşanma davası yönünden konusuz kalmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, ölen davacı-davalının mirasçıları davalı sağ eşin kusurunun tesbiti bakımından 6217 sayılı Yasa ile değişik Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince davaya devam ettiklerine göre davalı-davacı kadının kusurunun bulunup bulunmadığının tesbitine karar verilmesi gerekir....

            Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. Mutlak butlan davasının sonucu beklenmeksizin, kadının açtığı boşanma davasının esasının incelenmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının sonucu beklenildikten ve boşanma davasının konusunun kalıp kalmadığının da mutlak butlan davasının sonucuna bağlı olduğu gözetildikten sonra, kadının boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Hal böyleyken, mahkemece davalı-davacı erkeğin kusurlu olarak kabul edilmesi ve şartları oluşmadığı halde TMK 174/1-2 maddeleri uyarınca davacı-davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-davalı kadın tarafından erkeğin akıl hastalığı sebebiyle mutlak butlan ile evliliğin iptali, olmazsa "Evlilik birliğinin sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı erkek tarafından ise birleşen evlilik birliğinin sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış olup, davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece davacı-davalı kadının davasının kabulü ile evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur....

                Mahkemece davacı- davalı kadının boşanma davası reddedilmiş, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin evliliğin iptali talebi hakkında ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Somut olayda mahkemece yapılacak iş, davalı-davacı erkeğin davasında delillerin öncelikle nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150) evliliğin iptali talebi yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi; erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, davacı-davalı kadın ve davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davaları bakımından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek ve boşanma davaları tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                  Mahkemece davalı-davacı kadının evliliğin iptali talebi,eşi tarafından aldatıldığına ilişkin somut bir delil ileri sürülemediği gerekçesiyle reddedilmiş, taraflarca açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

                    Mutlak butlan sebebi ile açılmış bir dava bulunmadığı halde talepten farklı olarak Türk Medeni Kanununun 145/3. maddesi uyarınca evliliğin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulması imkan dahilindedir ( HUMK m. 439/2). O halde mahkemece yapılacak iş davacı-davalı erkeğin davası yönünden, delillerin nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150/3) evliliğin iptali davası yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında ise, erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek, boşanma davasının tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir....

                      UYAP Entegrasyonu