nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuklar Gönül ve Rümeysa'nın velayetinin davalı anneye, Hasan Hüseyin'in velayetinin ise davacı babaya verilmesine, dava tarihinden itibaren başlamak üzere davalı için takdir edilen aylık 300 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, müşterek çocuk Rümeysa dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 200 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, karar tarihinden itibaren başlamak üzere müşterek çocuk Gönül için aylık 200 TL tedbir nafakası takdirine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalının manevi tazminat talebinin reddine, ziynet eşyası yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu dava tarihinin 2016 tarihi olduğunu paranın alım gücünün son derece düştüğünü, talep ettikleri miktarın düşük kaldığını, ıslah talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığını, hükmedilen nafakanın çok düşük olduğunu, tedbir nafakası talepleri ile ilgili hüküm kurulmadığını, vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci ve 371 inci maddesi ile 323 üncü vd. madde hükümleri. 3....
Davacı erkek istinafında, davanın kabulünü, tedbir nafakasının kaldırılmasını, aksi takdirde indirilmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı hususunun ispat edilmesi gerekir. Herkes iddiasını ispat etmekle yükümlü olup, ilk derece mahkemesince ispat edilemeyen davanın reddine yönelik verilen kararda, usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir husus bulunmadığı, davalı kadın ve müşterek çocuğa TMK'nun 169. maddesi uyarınca 350'şer TL tedbir nafakasına hükmedildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, hükmedilen tedbir nafakası miktarının da uygun olduğu anlaşıldığından, davacının tüm istinaf taleplerinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı asil, tedbir nafakası takdiri ve miktarı ile müşterek çocuklarla kişisel ilişkinin karar kesinleşince sona ermesine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesince tarafların evli olduklarına ve çocuklarının bulunduğuna dair kayıtlarının dosyaya celp edilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilmekle tarafların istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksiklik giderilerek sonucu uyarınca karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dava tarihi itibariyle boşanma dosyasının henüz kesinleşmediği, Mahkemenin 2011/192 esas sayılı dosyası incelendiğinde, 24/04/2013 tarihinde davacı ve davalı tarafın 2 yıl süreyle ayrılıklarına, ayrılık süresince çocuğun velayetinin davacıda bırakılmasına, ayrılık nedeniyle 100,00 TL yoksulluk nafakası, 150,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği ve hükmün 10/07/2013 tarihinde kesinleştiği, 2014/132 esas sayılı dosyasında ise 100,00 TL yoksulluk nafakasının 250,00 TL'ye, 150,00 TL iştirak nafakasının 250,00 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, söz konusu kararın 14/12/2015 tarihinde kesinleştiği, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının evliliğin boşanma kararı ile bitmesi neticesinde verilebilecek nafakalardan olduğu, ayrılık davasında verilen tedbir nafakasının ayrılık için tayin edilen süre sonunda kendiliğinden sona erdiğini, dolayısıyla daha önce verilip devam eden bir yoksulluk ve iştirak nafakası olmadığı...
devam ettirdiğini ancak müvekkilinin eşine karşı artık bu evlilik birliğinin devamı açısından hiçbir şekilde güveninin kalmadığını, evliliğin temelini oluşturan güven unsurunun artık tamamen yok olması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu nedenle karşı dava açtıklarını, müvekkilinin çalışmaması nedeniyle mağdur olduklarını, davalının geliri nazara alınarak müvekkili lehine dava tarihinden itibaren kararın kesinleşme tarihine kadar aylık 750,00 TL tedbir, velayeti kendisine verilecek oğlu için aylık 750,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, davalının çektirdiği eziyet, kötü davranışlar ve müvekkilinin evlilikten beklenen imkanlardan yoksun kalması nedeni ile 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte müvekkiline verilmesine, karşı davanın reddine, davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
aylık 350,00 TL, müvekkili için aylık 400,00 TL olmak üzere, toplam aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nafakasına, müvekkili için 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 200.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Davanın taraflarının yargılama boyunca tedbir nafakası talep etmelerinde hukuki bir engel bulunmamaktadır. T.M.K'nun 169. Maddesi uyarınca hakim boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır. İlk Derece Mahkemesince kadının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmemesi doğru bulunmamıştır. Bu bağlamda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına tedbir nafakası talep eden kadının yaşına ve ihtiyaçlarına, hakkaniyet ilkesine göre dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının makul olduğu değerlendirilmiş, kadının tedbir nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar tedbir nafakası olarak hüküm altına alınmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
kurulmasına, ortak çocuk lehine dava tarihinden itibaren işbu karar tarihine kadar geçerli olmak üzere 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye artırılarak iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıldan itibaren yıllık TÜFE oranında arttırılarak ödenmesine, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı kadın lehine 80.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....