ile davacı anne arasında kişisel ilişki tesisine, davalı ve davacının sosyal ekonomik durumları gözetilerek çocuklar lehine iştirak nafakası verilmesine yer olmadığına, davalı lehine 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı lehine karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve hükmün kesinleşmesine kadar devamına, davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davacının istemi tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminattan ibarettir. İhtiyati tedbir talebinin dava konusu alacak ile bir ilgisi yoktur, dava ve uyuşmazlık konusu edilen tedbir talep edilen husus değildir. Davanın bu niteliği ve ihtiyati tedbirin yasadaki düzenlemesi dikkate alındığında davacı vekilinin tapu, araç, arılar ve banka hesapları yönünden ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak tedbir nafakası yönünden incelendiğinde; TMK'nun Geçici önlemler başlıklı 169....
yararına 12/05/2021 tarihli ara karar ile dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 500 TL yoksulluk nafakası ve yasal faizi ile birlikte 20.000 maddi, 18.000 TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile ziynet ve eşya alacağına ilişkin davaların reddine" karar verilmiştir....
etiğini, 01/03/2019 tarihinde, eşinin doğum günü kutlaması dönüşünde eşini ve kendini lavaboya kitlediğini, darp ettiğini, hakaret ettiğini, evlilikleri boyunca sürekli şiddet uyguladığını, 16/04/2018 tarihinde yine eşine şiddet uyguladığını, bu konuda rapor olduğunu, Maxinet ve Bitcoin'de fazla ve fuzuli para harcadığını, eşine iki kez kredi çektirdiğini ve bunları eşine ödettirdiğini, eşine düşük tehlikesi yaşattığını, 06/06/2019 tarihinde davalı-davacının annesinin, eşini evden kovduğunu, bu tür kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların TMK'nın 166/1maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocuk için aylık 5.000 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 5.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir....
... için 500,00 TL olmak üzere toplamda 4,000,00 TL tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yukarıda da açıklanmaya çalışıldığı üzere, somut olayda, kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi, yoksulluk nafakası isteminin reddedilmemesi ve daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bu nedenle, davacı kadının istinaf isteminin kabulüyle, HMK. 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın 4,5,6 ve 7. bentlerinin kaldırılarak yerlerine kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının geçerlik tarihini boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine taşıyacak, kadın yararına 500 TL. Yoksulluk nafakası ile 30.000 TL. maddi ve 30.000 TL manevi tazminatı içerecek şekilde yeni bentler oluşturulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu haliyle davalı erkeğin kadına tedbir nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 2.bendinin kaldırılmasına, davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile, dava tarihi olan 23.08.2019 tarihinden geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile karar kesinleşinceye kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Tarafların dosya kapsamına uygun olarak belirlenen kusur durumları karşısında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan kadın lehine TMK 175.madde gereğince yoksulluk nafakası verilmesi yerinde olduğu gibi talep gereği TMK 176/son madde gereğince artış yönünde karar verilmesi de doğrudur....
Davada 1500 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin boşanma dava dilekçesinde "davacı için nafaka istemedikleri" yönündeki beyanının, boşanma sırasında davacı için tedbir ve yoksulluk nafakası hakkından feragat niteliğinde olduğu, feragattan feragatin mümkün bulunmadığı, davacının dava dilekçesindeki bu beyanının kendisini bağlayacağı, bu hali ile davacının yoksulluk nafakası talep etme hakkının bu beyan ile ortadan kalkmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakası, boşanma davası açılırken dava dilekçesi ile birlikte veya boşanma davası devam ederken veyahut boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile istenebilir. (HGK. 10.10.1990 gün 1990/2- 407 E. 1990/487 sayılı kararı) Davanın boşanma davasında, dava dilekçesinde nafaka istemediğine ilişkin beyanı sadece tedbir nafakasını kapsar ve bu beyanın ileriye dönük haktan feragat sonucunu doğuracağını kabul etmek hukuken mümkün değildir....
Kadın lehine yoksulluk nafakası verilmemesi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu anlaşıldığından tam kusurluda davacı-davalı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmemesinin doğru ve yerinde olduğundan davacı-davalı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın ve çocuklar için tedbir nafakası verilmesi açısından: Kadın ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Sonuç olarak; davalı erkeğin müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı ile maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....