Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a götürdüğü ve sanık ... ile tanıştırdığı, daha sonra katılan ile sanıklar birlikte Iğdır'a gittikleri, sanıklar katılanı açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen ... adındaki bir bayanla tanıştırdıkları, katılanın ... ile evlenmeye karar verdiği, ardından katılan, sanıklar, ... ve İsmail isimli kişi ile birlikte Çiftlik ilçesine geldikleri, sanık ... ve ...'in ...'i Çiftlik'te bıraktıktan sonra ilçeden ayrıldıkları, katılan ile ...'in düğün hazırlıklarına başladıkları ve katılan, ...'e 4 adet bilezik, 10 adet Cumhuriyet altını, 10 adet çeyrek altın, 1.000 TL'lik nişan takımı ve bir adet cep telefonu hediye ettiği ancak ...'in nüfus cüzdanını ablasında unuttuğunu katılana söylemesi nedeniyle, katılan ile ... 'in resmi nikahlarının yapılamadığı, katılan ile ...'in 3 gün birlikte yaşadıkları, 17.02.2010 tarihinde akşam saatlerinde katılanın bakkala gitmek üzere evden ayrıldığı, döndüğünde ...'...

    ya gittikleri, burada yine açık kimliği tespit edilemeyen ... isimli bir şahsın kaynanası olduğunu söyledikleri ... ismindeki bayanı katılana gösterdikleri, katılanın bu bayanla evlenmeye karar vermesi üzerine ...'e 2.000 TL verdiği, daha sonra da sanık ... ile birlikte ... Bankası'na giderek 1.000 TL para çekip, 500 TL'sini sanık ...'e, kalan 500 TL'yi ise diğer sanık ... verdiği, sonrasında kendisine gösterilen bayan, ... isimli şahıs, onun eşi ve çocukları ile birlikte taksiye binerek yola çıktıkları, yolda giderken katılanın marketten çocuklara birşeyler almak için araçtan inmesi üzerine, bayan ve yanındaki şahısların araçla birlikte kaçtıkları anlaşılmakla; sanıkların eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından boşanma ve ferileri ile birlikte açılmış kocanın soyadını kullanmaya izin istemine ilişkin dairemizin 2021/917 esas sayılı dosyasından TEFRİK ile gelen "kocanın soyadını kullanmaya izin" istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak olarak tarafların boşanmalarına karar verildikten sonra davalı kocanın soyadını kullanmaya izin verilmesini talep etmiştir. Eldeki dava boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığından dairemizce boşanma ve ferilerine ilişkin davadan tefrik edilerek yukarıda esas numarasına kaydedilmiştir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar....

      Somut olayda; her ne kadar Dairemizce ücret bordrolarında izin tahakkuku olması sebebi ile tahakkuk ettirilen tutarların ödendiğinin anlaşılması halinde kullanılmış kabul edilmesi, aksi halde de davacı duruşmaya davet edilerek beyanı alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmışsa da; gerek davalı tarafça 2008 yılından sonra izin kullandırılmadığı beyan edilmesine rağmen bordroda izin tahakkuku olan dönemlerin çoğunun 2008 yılından sonra olması ve gerekse yıllık izin defterindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespit edilememiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça izin kullandırıldığının yöntemince ispatlanamadığı ortadadır. Dairemizce maddi hataya dayalı olarak yapılan bozmaya uyulmuş ve buna göre karar verilmişse de yukarıda açıklandığı üzere maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulsa dahi davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmaz....

        Davacı tanıklarının davacıdan önce işten ayrıldığı bilgilerinin görgüye dayalı olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tanıkları işyerinde çalışmakta olup varsayıma dayalı beyanlarına itibar edilemez....

        Yıllık izinlerinin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 60., Yıllık İzin Yönetmeliğinin 20.maddesi uyarınca işveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren izin formları ve bordrolara dayanabileceği gibi açıkça belirterek dayandığı takdirde işçiye yemin de teklif edebilir. Dosya kapsamından davacının çalışma döneminden kaynaklı 342 gün yıllık izin hakkının bulunduğu isticvap beyanında 31 gün karşılığının kullanıldığının davacı tarafça beyan edildiği, böylelikle davacının 311 gün karşılığı yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır....

        < Dava, eski eser olan taşınmazın bağımsız bölümlerinin, 1986 yılı Emlak Vergisi Tahakkukunun tam olarak yapılmasına ilişkin tahakkuk fişiyle kısıtlılık hükümlerinden yararlandırılmaması yolunda tesis edilen işlemin ve bu işlemin dayanağını teşkil eden yönetmelik hükmünün iptali istemiyle açılmıştır. 14.9.1972 gün ve 14306 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, Tasarrufu kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmeliğin Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunca eski eser olarak tesbit edilen binalara kısıtlılık hükümlerinin uygulanabileceğini öngören 5.maddesinde, 29.3.1974 gün ve 14842 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmeliğin 1.maddesiyle yapılan değişiklikle eski eserlerle ilgili olarak getirilen ve kısıtlılığa ait istisnaları öngören parantez içi "İş yeri" hükmü; 17.11.1986 tarih ve 19284 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmeliğin 7. ve 8.maddeleri hükümleri ile 9.11.1985 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır....

          ve bankada mevcut kayıt ve belgelerin karşılaştırılması ve kontrolü sonucu tespit edilip edilemeyeceği, suçun banka dışı araştırmayı gerektirecek derecede bankayı aldatıcı ve fiilin açığa çıkmasını engelleyecek her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenip işlenmediği, ayrıca fiillerinin iğfal kabiliyetinin olup olmadığının tespiti ile zimmetin bir kısmı nitelikliyse ağır para cezasının uygulanması bakımından basit ve nitelikli olarak mal edilen miktarların ayrı ayrı saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konularda yeterli açıklamaları taşımayan müfettiş raporuyla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabul ve uygulamaya göre; 3- İddianame ile banka müşterisi Ercan'ın hesabındaki usulsüz işlemlerde dava konusu yapıldığı halde bu konuda bir karar verilmemesi, 4 - 4721 sayılı Yasanın 471 ve TCK.nın 33. maddeleri uyarınca sanığın hapis halinin sona ermesine kadar yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına karar verilmesi yerine ceza müddetince kısıtlılığa...

            Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, yıllık ücretli iznin kullandırılmamasının haklı fesih sebebi oluşturabilmesi için çok uzun süre hiç izin kullandırmaması ya da talep edildiği halde gerekçesiz olarak izin kullandırılmaması gereklidir. Mahkemece, davacının uzun bir süre yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmaması nedeniyle ... akdini sonlandırmasının haklı nedene dayalı olduğu kabul edilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Davalının itirazı üzerine aldırılan ek raporda, 27.06.2008-07.11.2013 tarihleri arasında çalışan davacının 2008 ve 2009 yıllarında 14’er gün; 2010 Ağustos, 2012 Mart, 2012 Eylül, 2013 Eylül tarihlerinde 7’şer gün olmak üzere toplam 56 gün izin kullandığının tespit edildiği ve davacının ek rapora ve hüküm altına alınan yıllık ücretli izin tutarına bir itirazının olmadığı, açıkça rapora bir itirazının olmadığını da belirttiği görülmektedir....

              Somut olayda, Mahkemece davacının çalışma süresi içerisinde yalnız onaltı gün yıllık izin kullandığı kabul edilerek yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. Davalı ... tarafından dosyaya izin formları sunulmuş ve davacının izinlerini kullandığı iddia edilmiştir. Ancak davacının formlarda belirtilen tarihler içerisinde yıllık izin kullanıp kullanmadığı hususu araştırılmamıştır. Bu durumda yıllık izin kullanma isteğini içeren tarihler için davacı asil de dinlenmeli, davacının beyanları ve izin formları birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hatalı olup, bozma sebebidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu