Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarihli ve 2018/2384 Değişik iş sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, müşteki ile şüphelinin ortak bir arkadaşları vasıtasıyla tanışmalarını müteakip evlenmeye karar verdikleri, bu sırada şüphelinin müştekiye para vermek ve odun kömür almak suretiyle maddî yardımda bulunduğu, bir müddet sonra müştekinin şüpheli ile evlenmekten vazgeçmesi üzerine olay tarihinde, şüphelinin vermiş olduğu parasını geri istediği, ancak müştekinin anılan parayı vermemesi nedeniyle şüpheli tarafından darp edildiğinin iddia edildiği somut olayda, şüphelinin eyleminin yağma suçunu oluşturabileceği, bu eylemi yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince ağır ceza mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin ...ı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması (TMK.md. 145/4) sebebiyle mutlak ... davası ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname ile açılmış, ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı üzerine dosya ... 2. Aile Mahkemesi esasına kaydedilmiştir. Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hallerde hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır (HMK md. 70/1). Mutlak ... davası açma Cumhuriyet savcısı için bir görev olduğundan (TMK md. 146/1) duruşmalarda hazır bulunması gereği de görevin doğal sonucu olarak bir zorunluluktur....

      İlk derece mahkemesince iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Bölge Adliye Mahkemesince “...dosya içerisinde dinlenen tanık beyanları ve mahkemenin karar gerekçesine göre böyle bir aldatmanın olmadığı esasen davacının davalı ile birlikte yaşar iken başka bir kadını eve getirdiği bu nedenle davalı kadının evden ayrıldığı davacının davalı ile evlenmeye yanaşmadığı dosya kapsamı ile sabit olmakla ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olmakla...” gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşündü....

        in, beraat eden ve temyiz kapsamında olmayan diğer sanık ... vasıtasıyla kendisini “Hatun” ismiyle tanıtan sanık ... ile tanıştığı, bir kaç kez oturup görüştükten sonra evlenmeye karar verdikleri, sanıkla katılanın tanık İdris'e ait kuyumcu dükkanına gittikleri ve katılanın yaklaşık 5.000 TL değerinde ziynet eşyası alarak sanığa verdiği, sanığın hasta olan bir yakınını ziyaret edeceğini söyleyerek katılanı Terme Devlet Hastanesi'ne götürdüğü, katılanın çay bahçesinde beklediği sırada sanığın altınlarla birlikte ortadan kaybolduğu anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. TCK'nın 157/1. maddesinde hapis cezasının yanında adli para cezasının da öngörülmüş olmasına rağmen adli para cezasına hükmedilmemesi ve tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

          Sanık ... ile eşi vefat eden şikayetçinin gayrı resmi evlenmeye karar verdikleri, suç tarihinden bir hafta önce şikayetçinin şüpheli ... 300TL’ye bir adet altın yüzük aldığı, şikayetçi, sanık ... ve kendi ablası ile birlikte kuyumcuya gittikleri, 4.300TL değerinde dört adet burma bilezik ve bir çift altın küpe aldıkları, bilezikleri sanık ...'...

            yi görüştürerek evlenmeleri konusunda aracılık yaptıkları, sanığın telkinleriyle katılanın, ... isimli bayan ile evlenmeye karar verdiği, olay tarihinde katılan ile birlikte ... ..., ... ve ... önce ... gittikleri, katılanın burada bankadan para çekerek sanık ...’a elden 1.500 TL verdiği, daha sonra katılan ve ... İsimli bayanın Kütahya merkeze gittikleri, katılanın burada da bir kuyumcudan ziynet eşyası alarak ... isimli bayana taktığı, bir ara ...’nin tuvalete gitme bahanesi ile ortadan kaybolduğu ve bir daha geri dönmediği anlaşıldığından, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda Cumhuriyet Savcısı tarafından, davaname ile, ... 5.Aile mahkemesinin 2011/1100 esasında görülmekte olan, karı koca olan ... ve ... arasında evlenmeye engel olacak derecede akrabalık olduğu iddiasıyla açılan evlenmenin butlanına ilişkin davada; ...’nin annesi ...’nin gerçekte, ...’in kardeşi olmadığı, nufusa kayıt sırasında ...’ın anne ve babası ölü olduğu için ... ve ... üzerine yazdırıldığı, gerçek babasının adının ...olduğu, ancak annesinin bilinmediği ileri sürülerek, ...’ın gerçek anne ve babasının tespiti ile nüfus kaynının gerçek duruma göre düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın kabul edilmesi halinde; ...’ın, nüfus kaydında anne ve babası olarak görünen kişiler ile bağı koparılarak, başka hanede kayıtlı olma ihtimali olan bir erkek ile soybağı kurulacağından, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır....

                Somut olayda; sanığın, müşteki ...ile tanıştırıldıktan sonra evlenmeye karar verdikleri, bu nedenle müştekiler tarafından kendisine alınan 5.500 TL'lik ziynet eşyası ve cep telefonunu alarak kaçtığı şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Türk Medeni Kanunu’nun 145/4. maddesi gereğince; eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması halinde evlenme mutlak butlanla batıldır. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; nüfus kaydının düzeltilmesi istenen davalı ... ile yargılama sırasında davaya dahil edilen dahili davalı ... arasındaki evliliğin mevcut nüfus kayıtlarına göre dayı-yeğen ilişkisinden dolayı 4723 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 129/1, 145/4 ve 146. maddeleri gereğince mutlak butlan davası açılması ve ilgilisi tarafından nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası açılması halinde bu davanın eldeki dava açısından bekletici mesele yapılarak sonuçlanmasının beklenmesi, bundan sonra işin esası hakkında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken Cumhuriyet Savcısı tarafından bu şekilde kayıt düzeltim davası açılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

                    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davaname ile açılan "eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması sebebiyle" nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, olmadığı takdirde evliliğin mutlak butlanı istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince; dava tarihinde davalı eşler ... ve ...'nın ...'da ikamet ettikleri, TMK'nın 160 ve 168. maddeleri ve Nüfus Kanunu hükmülerine göre yetkili mahkemenin ilgilinin yerleşim yeri mahkemesi olan ... Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Aile Mahkemesi ise olayda kesin yetki kuralı bulunmadığı ve davalıların yetki ilk itirazı olmadığından yetkili mahkemenin ... Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir....

                      UYAP Entegrasyonu