"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırcılık HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ve katılanın suç tarihinden önce 5-6 ay kadar birlikte yaşadıkları, evlenme düşüncesi olmadığı halde sanığın katılanı evlenmeye ikna ederek bir takım hediyeler aldırttığı, daha sonra katılanın yanından ayrıldığı bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; Katılan anlatımı, sanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 12.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
i evlendirmek istediği, ancak maktulenin evlenmeye izin vermediği, sanığın, olay günü maktule ile konuşmak amacıyla yaşadığı eve gittiği, ... içinde konuştukları sırada maktulenin sanığa "yüzünü kızartacağım, orospuluk yapacağım" dediği, bunun üzerine sanığın öfkelenerek maktuleyi elle ve yazmasıyla boğarak öldürdüğü olayda; etki ve tepkideki denge gözetildiğinde, maktulün sanığa hakaret ettiği hususu doğru olsa bile tahrikte dengenin sanık lehine bozulmadığı anlaşıldığından tahrik hükümlerinin uygulanması sonucu eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 03.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı, davacı ile 2010 yılında tanıştıklarını, davacının, eşinden boşandığını, evlenmeye engel bir durumu olmadığını beyan etmesi üzerine evlilik hazırlıklarına başladıklarını, davacının henüz Türkiye’de boşanmadığı için resmi nikah yapamayacağını, parası olmadığı için ziynet eşyası alamayacağını bildirip nikahsız birlikte yaşayabilmek için dava konusu taşınmazı temlik ettiğini, davacı ile 11/09/2011 tarihinde gayrıresmi olarak evlendiklerini, izin süresi bitince Almanya’ya dönen davacının kendisini aramadığını, boşanma kararının tenfizi için hiçbir girişimde bulunmadığını, 2012 yılı Şubat ayının sonunda arayarak evlenmekten vazgeçtiğini söylediğini, nikahın gerçekleşmemesinin davacıdan kaynaklandığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, ahlaki olmayan bir amaç için verilen şeyin geri istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasa Mahkemesi'nin, 10.06.2015 gün ve 29382 sayılı Resmi Ga- zete'de yayımlanan 27.05.2015 gün ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 230. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptallerine karar verilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin karar tarihi itibariyle suç oluşturmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahku- miyetine hükmedilmesi, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Aynı iş yerinde çalışırken tanışıp duygusal anlamda arkadaşlık kuran ondokuz yaşı içerisindeki sanık ile ondört yaşındaki mağdurenin, öncelikle anlaşarak evden kaçtıkları, devamında evlenmeye karar verdikleri ve ailelerinin de katılımı ile düğün yaparak evlendikleri ve mağdurenin rızası ile birden fazla cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin hamile kalması nedeniyle hastaneye giderek muayene...
Davalı ..., davalının bu iddiasına karşı verdiği cevap dilekçesinde bononun mihir senedi olarak verildiğine dayanmamış, evlenmeye razı etmek için vermeyi vaat ettikleri eve karşılık verildiğini söylemiştir. Mahkemece somut olayda iddia ve savunma gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın kambiyo senedine dayalı olduğu da göz ardı edilerek tanık dinlenmesi ve tarafların iddia ve savunmalarında ileri sürmedikleri senedin “mihir senedi” olarak verildiği gerekçesi kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş, iddia ve savunma birlikte değerlendirilip ispat külfetinin tayini ile toplanacak delillerle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinden ibaretken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TMK madde 149- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir: 1.Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa, 2.Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse, Madde 150- Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir: 1.Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa, 2. Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse. Madde 151- Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir....
Tebliğ edildi ise, belgesinin dosyaya alınması, edilmedi ise, temyiz dilekçesinin davacı Cumhuriyet Savcılığına Tebligat Kanununun 43. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde tebliği, 2-Evlenmeye engel olarak derece aralarında kayden hısımlık (dayı - yeğen) ilişkisi bulunan davalılar, gerçekte dayı yeğen olmadıklarını ileri sürdüklerine göre, hısımlık ilişkisini ortadan kaldırmaya yönelik "nüfus kaydının düzeltilmesi" davası açıp açmadıklarının bir kez daha araştırılması, dava açtıklarının tespit edilmesi halinde incelenmek üzere dosya içinde alınıp birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.14.03.2013 (Per.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin Butlanı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davalı kadının evlilik tarihinde evlenmeye engel nitelikte ayırt etme gücünden yoksun olduğunun ve 24.05.2021 tarihli rapora göre kadına sonradan yasal danışman atanmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle...
Dairemizin 15/06/2022 tarihli ve 2022/1671 Esas, 2022/2198 sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinden " Mahkemece yapılacak iş, davacının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı ve yine evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması" istenildiği hale Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan 02/03/2023 tarihli ve 9888 sayılı raporda evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı olup olmadığının tespiti yapılmamıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde mahkemece yapılacak iş " davacının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı ve yine evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunup bulunmadığı yönünde" Adli tıp kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekir....