EVLENMENİN İPTALİEVLİYKEN YENİDEN EVLENMEMUTLAK BUTLAN 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 143 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 147 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacılar ve müdahil davacı tarafından, davalı eşin iyiniyetli olduğunun tespitine ilişkin bölümü yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eşlerden O.. N.. Y..'nin akit tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması sebebiyle, evlenmenin mutlak butlanla iptali (TMK. m. 145/3.) isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 147/3. maddesi gereğince evlenen eşin iyiniyetli olması, evliyken yeniden evlenen kimsenin önceki evliliğinin butlan kararı verilmeden önce sona ermiş olması halinde söz konusudur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından açılan boşanma ve evliliğin iptali davası ile davalı tarafından açılan birleşen boşanma davasında, davalardan biri hakkında taraflardan birinin temyizi , o tarafın temyiz etmediği dava yönünden; diğer tarafa katılma yoluyla (HUMK. md. 433/2) temyiz hakkı vermez. Hükmü, davacı-davalı erkek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri, nafaka ve görevsizlik kararı yönünden temyiz etmiştir. Davalı-davacı kadın ise katılma yoluyla evliliğin iptali davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir. Evliliğin iptali davasına yönelik bir temyiz bulunmadığına göre, bu dava katılma yoluyla da temyize getirilemez....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2021 NUMARASI : 2017/436 ESAS 2021/59 KARAR DAVA KONUSU : Evlenmenin İptali (Mutlak Butlan Sebebiyle) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; mutlak butlan sebebi ile evlenmenin iptali davasına ilişkindir....
Bahsedilen iyiniyet, eşin evlenme töreni sırasında butlan sebebinin mevcudiyetini bilmemesi veya gerekli özeni göstermiş olmasına karşın öğrenememiş olması demektir. Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Bu sebeple butlan davası sırasında eşlerden birinin ölmesinin yanı sıra eşlerden birinin ölümünden sonra butlan davası da açılmış olması durumunda da sağ kalan eşin mirasçı olması asıldır. Sağ kalan eşin evlilik akdinin kurulması anında iyi niyetli olmadığı, eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından açılan mutlak butlan davasında kanıtlanmalıdır. Eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından mutlak butlan davası açılmamışsa, sağ kalan eş evliliğin kurulması anında iyi niyetli sayılır....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; tarafların 19/11/2020 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığı, davacı kadın tarafından açılan davanın TMK'nun 151. maddesi kapsamında korkutma nisbi butlan nedenine dayalı evliliğin iptali talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Eldeki davada çözüme kavuşturulması gereken husus, davacının davalı ile evlenirken her hangi bir baskı veya korku altında kalıp kalmadığı hususudur....
evliliklerinin nispi butlan sebebiyle iptaline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece somut olayda yapılacak iş; dosya kapsamındaki hastane evraklarına göre davacı-davalı erkekte bulunduğu anlaşılan bipolar duygulanım bozukluğunun Türk Medeni Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın ve altsoyunun sağlığı bakımından ağır tehlike oluşturan bir hastalık olup olmadığına dair resmi sağlık kurulu raporu alınarak davalı-davacı kadının davasında bütün delillerin öncelikle nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150) evliliğin iptali talebi yönünden değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi; kadının açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın açısından boşanma davaları bakımından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek ve boşanma davaları tefrik edilerek kadının açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir....
O halde mahkemece yapılacak iş davacı-davalı erkeğin davası yönünden, delillerin nisbi butlan sebebi ile (TMK m. 150/3) evliliğin iptali davası yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında ise, erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek, boşanma davasının tefrik edilerek erkeğin açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, evliliğin nispi butlan sebebi ile iptali nedenleri gerçekleşmediğinden bahisle erkeğin nispi butlana yönelik davasının reddine, kadının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-davalı erkeğin kademeli isteklerinden boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Toplanan deliller birlikte değerlendirilerek davacı-davalı erkeğin açtığı boşanma davası ve davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen boşanma davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında hüküm kurulmamış olması açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu yönden bozulması gerektirmiştir....
Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde davacının mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptalini istemişken nisbi butlan sebeplerini öne sürdüğünü, davacının bir an için müvekkilinin hastalığını eşinin hamilelik döneminde öğrendiği kabul edilse dahi ortak çocuğun 28/11/2014 tarihinde dünyaya geldiği gözetildiğinde 1,5 yıla yakın zaman geçtiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin evlenmeye engel teşkil edecek bir rahatsızlığının bulunmadığını, müvekkilinin kısıtlanma sına yönelik davacı tarafın talebi üzerine açılan davanın red ile sonuçlandığını, bu dosyada aldırılan raporda müvekkilinin kısıtlanmasını gerektirir bir rahatsızlığının bulunmadığının tespit edildiğini, davacının evlilikten önce 1 yıl boyunca müvekkili ve ailesi ile birlikte yaşadığını belirterek davanın reddini istemiştir....