Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle yüklenici ... tarafından yapılan inşaatın imara, projesine ve sözleşmeye aykırı olduğunun belirlenmesi ve yüklenici ile yükleniciden satın alanların inşaatı yasal hale getirmeyeceklerini beyan etmeleri dikkate alınarak sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmiş olup, mutlak butlan sözkonusu değilse de, kararın gerekçe ve hüküm bölümlerinde mutlak butlan kelimelerinin kullanılmış olması sonuca etkili görülmediğinden davalılar ........
Aile ve 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava eşlerin hala-yeğen olmaları sebebiyle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalıların anlatımı ile resmi belgelerin tamamen çelişkili olduğu, soybağının kurulması gereğinin MK 282 ve devamı maddeleri gereğince yargılama yapma görevinin aile mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Eşlerin evlenmeye engel derecede yakın akraba olmaları evliliği mutlak butlanla batıl kılar. Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en açılır. Bu dava ilgilisi olan herkes tarafından da açılabilir. Somut Olayda,... ve ...'...
Aile Mahkemesinin 21/01/2015 tarihli 2014/535 Esas-2015/39 Karar sayılı kararının incelenmesinde, davacı T1 tarafından davalılar T5 ve Sedef Aktaş aleyhine mutlak butlan sebebi ile açılan evlenmenin iptali davasında TMK'nın 145/2. maddesi gereğince eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunmasının mutlak butlan sebebi olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilerek T5 ile Sedef Aktaş'ın 04/11/2013 tarihinde yapmış oldukları evliliğin iptaline karar verildiği ve kararın temyiz edilmemesi üzerine 21/05/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davanın kanuni dayanağının Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu olduğu belirlenmiştir. Sadakat yükümlülüğünün ihlali halinde Türk Medeni Kanunu 161 ve devamı, 174, 185. maddesi hükümleri uyarınca, boşanma veya ayrılık ile birlikte bu olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf yararına manevi tazminata da hükmedilebilir. Bu talepler, evlilik birliğini kuran eşler arasında ileri sürülebilir niteliktedir....
Şekli nitelikteki emredici ... kurallarına aykırılık halinde kurucu unsurlarını, örneğin irade beyanının, icap kabulün bulunmaması halinde hukuki işlem şeklen dahi meydana gelmemektedir; İsviçre, Alman ve Türk Hukukunda hukuki işlemin şekli unsurlarını tespit eden emredici ... kurallarına aykırılık sebebiyle hukuki işlemin mevcudiyet kazanmaması halinde hukuki işlemin yokluğundan söz edilir. (Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü Prof.Dr. Erdoğan Moroğlu 1993) Butlan sebeplerine gelince, genel olarak butlan halleri, Borçlar Kanununun ... ve ....maddelerinde belirtilmiştir. Bu hükümlere göre; konuları bakımından imkansız veya emredici ... kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı olan hukuki işlemler butlan nedeniyle geçersizdir. Kanunen uyulması zorunlu olan ve aksi kararlaştırılamayan ... kuralları, emredici özellikleri itibariyle mutlak ve nisbi emredici hükümler diye iki gurupta toplanırlar....
Genel kurulda alınan karaların iptali yanında, bu kararların butlanından da söz etmek mümkündür. Genel kurulda alınan kararlardan bazıları nisbi butlan, bazıları ise mutlak butlan olarak değerlendirilmektedir. Nisbi butlanla alınan kararlar, iptal edilinceye kadar hüküm ifade ettiği halde, mutlak butlan durumunda olan kararlar hiç alınmamış hükmündedir. Bu nedenle yok sayılan kararlar için iptal davası yerine yokluğun tespiti davası açılması daha uygun düşmektedir. Yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı kararlar ile konusu olanaksız olan genel kurul kararları, geçersiz kararlardır. Bu kararlar için bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılma zorunluluğu yoktur. Bu kararların diğer bir özelliği de iptal davası açabilmek için kooperatif ortağı olma koşulunun aranmamasıdır. Ayrıca bu tip kararların iptali için dava açmanın ön koşulu olan genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırma koşulu aranmamaktadır..." belirtmiştir....
ün apartmanın olağan yönetim işlerinin ifası için yönetici olarak atanmasına, tarihi bilinmeyen hukuka, Yargıtay İçtihatlarına ve Kat Mülkiyeti Kanununa açıkça aykırı düzenlenen Genel Kurul kararının mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, mevcut yönetimin ibrası açısından dosyaya celbedilecek işletme defteri ve hesap makbuzlarının ve diğer yönetim evraklarının incelenmesi ile yapılmış harcamaların tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece 2013/977 E. - 2015/865 K. sayılı 22/10/2015 tarihli kararı ile "...Davacılardan ... ve ... tarafından açılan davanın, aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine, diğer davacılar tarafından açılan davanın kabulü ile; a) 12/11/2013 tarihli kat malikleri kurulu kararının mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, b)12/11/2012-12/11/2013 döneminde yönetim tarafından 121.743,30.-TL harcama yapıldığının tespitine, c) 634 sayılı KMK'nun 34/3. maddesi uyarınca dava konusu ....Kimlik numaralı ...'...
nin 1/2/1985 doğumlu olmakla yaşı sebebiyle ancak hakimden izin almaksızın evlendiği ileri sürerek evlenme akdinin ve nüfus kayıtlarının iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu davadaki olay mutlak butlan sebeplerinden olmadığından davayı Cumhuriyet Savcısı açamaz. O halde usulüne uygun açılmış olmayan davanın reddi gerekirken evliliğin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 30/10/2006 oybirliğiyle karar verildi....
a katılana ait eşyalı evde bakıcılık yapan sanığın, katılana ait evdeki eşyaları izinsiz olarak alıp Kemalpaşa ilçesine götürdüğü ve katılanın babası ile resmi nikah kıymak suretiyle evlendiği, bu evlilikten bir buçuk ay sonra katılanın babasının vefatı üzerine durumun ortaya çıktığı ve evlilik işleminin mutlak butlan sebebiyle iptal edildiği, sanığın katılana ait evdeki tüm eşyaları görütürüp geri iade etmediğinin iddia edildiği olayda; mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlemediğine, eşyaları iadeye hazır olduğuna, ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 07/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden; özellikle iptale konu 06/08/2011 tarihli kat malikleri kurul toplantısına , davacının katıldığı ve toplantıda alınan kararların ilk tutulan tutanak ile sonradan yazılan bilgisayar çıktısı arasında fark olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespitini istediği anlaşılmaktadır. Öncelikle davacının alınan kararların neler olduğu ve ne şekilde değiştirildiği hususunda açıklayıcı bir beyanı olmadığından öncelikle alınan kararlardan her birinin ayrı ayrı mutlak butlan yahut yoklukla malul olup olmadıkları değerlendirilmesi, böyle bir kararın bulunmaması halinde ise davanın süresinde açılıp açılmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Somut olayda, açılan davada talebin davalı şirketin 25/05/2016 tarihli genel kurul kararının 6 ve 9. maddesinin mutlak butlan ile yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik olduğu, dolayısıyla talep edilen tedbirin davanın konusu hakkında olmadığı anlaşılmıştır....