Mahkemece; kadının "Tunca" soyadının kayıtlarda yer almadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 06.02.2019 tarihli tamamlama formundan ve nüfus kayıtlarından; kadının evlenmeden önceki soyadını kocasının soyadı önünde kullandığı anlaşılmaktadır. Kadın nüfus kayıtlarına göre kocasının soyadını kullandığından bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. O halde; ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar vermek gerekirken kadının Tunca soyadının nüfus kayıtlarında yer almaması nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı şeklindeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
, mesleki bakımından tanınabilirliği nedeniyle evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğunu, davalı ile aralarında boşanma davası bulunduğunu, boşanma davasının reddedildiğini ve fakat kararın henüz kesinleşmediğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları hükümleri ile de davacının evlendikten sonra önceki soyadını kullanma hakkının korunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, soyadının "ŞANLI" ile değiştirilmesine karar verilmiştir....
Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuya ilişkin ihlal kararları, gerekse Anayasa Mahkemesinin bu husustaki bireysel başvuru sonucu aldığı ihlal kararları karşısında, Türk Medeni Kanununun 187'nci maddesinde yer alan düzenlemeyi artık, “evlenen kadın, sadece evlenmeden önceki soyadını kullanmak isteği bulunmadığı takdirde kocasının soyadını alır” şeklinde yorumlamak ve hak ihlaline yol açmamak için bu husustaki istekleri kabul etmek gerekir. Anayasa Mahkemesinin, anayasal denetim sonucunda, yasal düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığı yönünde vermiş bulunduğu “itiraz başvurusunun reddine” dair 10.03.2011 tarihli 2009/85 esas, 2011/49 k. sayılı kararı (R.G. 21.10.2011 tarih ve 28091 sayı), soyut norm denetimine ilişkindir. Yasal norm, Anayasa'ya aykırı bulunmayabilir ama, somut bir olayda “hak ihlaline” yol açabilir. Bu kararın bağlayıcılığı, itiraz konusu kuralın on yıl geçmedikçe tekrar Anayasa Mahkemesi önüne götürülemeyeceği bakımındandır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, ilk eşi .... öldükten sonra, yeniden evlenerek Keskin soyadını aldığını ancak ikinci eşi .....'in de öldüğünü bildirerek "...." olan soyadının ilk eşinin soyadı olan "...." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece istem gibi karar verilmiştir. 27.12.1934 tarihli ve 2891 sayılı Soyadı ....'nin 18. maddesinin "evlenen dul kadın evlendiği günden itibaren yeni kocasının soyadını alır ve eski kocasının soyadına bir daha dönemez" hükmü gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2021/101 Esas, 2021/101 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, sonrasında kadının müvekkilinin soyadını kullanmasına izin verildiğini, ancak artık müvekkilinin davalının soyadını kullanmasını istemediğini iddia ederek boşanan kadının kocasının soyadının kullanması izninin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta iken, davacının bundan sonra ailesinin soyadını kullanmasını istemediği gerekçesi ile kadının kullanılmasına izin verilen eski eşinin (erkeğin) soyadı olan "..." soyadını kullanma izninin kaldırılmasına, kadının kendi bekarlık soyadını kullanmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya ilişkin izninin kaldırılabilmesi koşulların değişmesinin gerektiği, ispat yükü boşanan kadının soyadının kullanılmasında artık menfaati kalmadığı yahut kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği iddiasında bulunan davacıda olduğu, kadının, tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri her iki taraf içinde bağlayıcı nitelikte bulunan ve hakim tarafından onaylanarak kesinleşen anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesini yasal hükümler çerçevesinde davacıdan talep ve dava etmesinin tek başına evlilik soyadının kullanımından kaynaklı oluştuğu iddia edilen zararına dayanak gösterilmeyeceği, bu kapsamda davacı tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın veya soyadı kullanmasına izin kararının verildiği tarihten sonra bu iznin kaldırılmasını gerektir koşulların...
de bu evlilik birliğinde doğan çocukları olarak nüfusta kayıtlıdır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacı kadının evlenmekle kocası ...'ün soyadını almış olup, evlilik birliği sürdükçe ve kocası soyadını değiştirmiş olmadıkça kadın kocasının bu soyadını taşımak durumundadır. Saptanan bu durum karşısında davacının kendiliğinden evlenmekle aldığı soyadını değiştirme hakkı bulunmadığından mahkemece davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Ancak; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacı kadının evlenmekle kocası ...'un soyadını almış olup, evlilik birliği sürdükçe ve kocası soyadını değiştirmiş olmadıkça kadın kocasının bu soyadını taşımak durumundadır. Saptanan bu durum karşısında davacının kendiliğinden evlenmekle aldığı soyadını değiştirme hakkı bulunmadığından mahkemece davanın davacı ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 55.maddesine göre, evlenen kadın kocasının soyadını alır. Kadın kocasının soyadı ile birlikte önceki soyadını da taşımak istediğini evlenme sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna, evlenme sırasında müracaat etmemiş ise daha sonra nüfus müdürlüğüne başvurarak yazılı olarak talep edebilir. Davacı evlenme sırasında bu başvuruyu yapmamış olup halen sadece eşinin soyadını kullanmaktadır. Davacının bekarlık hanesi nüfus kaydının evlenme nedeni ile kapalı olduğu dikkate alınarak, bekarlık hanesindeki soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi ise 15.05.2017 tarihli ve 2017/157 E., 2017/526 K. sayılı kararı ile; davacının arkadaş, akraba ve toplum içinde tanınabilirliği açısından evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukukî yararı olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları hükümleri ile de evlendikten sonra önceki soyadını kullanma hakkının da olduğu gerekçesiyle kadının evlenmeden önceki soyadını kullanması yönündeki ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/2141 E., 2015/45 K. sayılı kararında direnilmesine karar verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 10. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 11....