Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz....
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz....
DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 12/12/2017 tarihinde evlendiklerini, kanuni zorunluluktan dolayı evlenince "Yapak" olan soyadını bekarlık soyadından sonra kullanmaya başladığını, müvekkilinin Dulmupınar Üniversitesi Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulunda ders verdiğini, doktorasını tamamladığını, öğretim görevlisi bir akademisyen olduğunu, müvekkilinin geçmişinin başarılarla dolu olduğunu, uluslararası düzeyde makaleleri bulunduğunu, müvekkilinin yardımcı doçentlik kadrosu beklediğini, müvekkilinin akademik kariyerini "Yüksel...
Somut olayda tarafların boşanmasına ilişkin kararda "davacı kadının ailesinin kızlarının evine gidip gelemediği, erkeğin, evlenen kızın annesi babası yoktur dediği, son olarak ailesinin yanına geldiğinde kadında darp izleri olduğu, şiddet gördüğünün anlaşıldığı, erkeğin davacı eşine değer vermediği, küçümsediği, fikrini sormadığı, ismi ile hitap etmediği, azarladığı, davacı kadının ise eşini rencide edecek şekilde konuştuğu, ayrılmak islediğini söylediği, ancak bu olaylardan sonra barışıp 2 ay birlikte yaşadıkları, tekrar ayrıldıktan sonra ise davalı erkeğin terk ihtarı çektiği, bu durumda davalı erkeğin ihtar tarihinden önceki olayları affettiği, ihtardan sonraki bir olayın varlığının da iddia ve ispat edilemediği, tüm dosya kapsamı ile tanık beyanı birlikle değerlendirildiğinde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik olduğu” gerekçesiyle davacı kadının boşanma davası kabul edilmiş, davada davalı erkeğin...
nin 18. maddesinin "evlenen dul kadın evlendiği günden itibaren yeni kocasının soyadını alır ve eski kocasının soyadına bir daha dönemez" hükmü gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve nikâhı yapan kişiler dışında diğer kişilerin cezalandırılamayacağı gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2020 NUMARASI : 2019/262 ESAS, 2020/136 KARAR DAVA KONUSU : ÇOCUĞUN ANNESİNİN SOYADINI KULLANMAYA İZİN KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çalışan bir anne olarak babasının çocuğuna göstermediği ilgiyi ileri derecede gösterdiğini, müşterek çocuğun ruh sağlığının bozulmaması için gerekli tüm önlemleri aldığını, yaşananları çocuğa yansıtmamaya çalıştığını, davalının babalık görevlerini yerine getirmediğini, çocuğunun yanında olmadığını, çocuğun psikolojik gelişimini kötü yönde etkilediğini, sabit bir işi yada sabit bir ikameti olmadığını belirterek...
Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün olmaz. Ancak, önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri de aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Azerbaycan uyruklu olup 09/10/2007 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacının, Türk vatandaşlığına geçirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununda öngörülen şartları taşımasına rağmen takdir yetkisinin, davacı hakkında somut ve açık bir saptama olmadan eşinin evlilik tarihinden önceki eylemlerine dayanan tahkikat raporu esas alınarak vatandaşlık başvurusunun reddi yönünde kullanılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
in ''olay günü annem ve babam yeni evlenen abim ...'ın eşi nedeni ile tartıştı babam anneme vurmadı, abim ... annemin kolunu tutarak itti'' şeklindeki beyanı ve bu beyan ile örtüşen yine soruşturma aşamasında ifadesi alınan ...'ın ''annem babama hakaret etti ben annemin kolunu tutarak ittim''şeklindeki anlatımları , bu anlatımlarla uyumlu adli rapor içeriğine göre sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken olay hakkında görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan ...'...