'in davacılar tarafından evlat edinilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, “davacıların küçüğün evlat edinmesine ilişkin şartların taşıdığı aynı zamanda küçüğün evlat edinilmesinin küçüğün menfaatine olduğu kanaatine varılmış ise de TMK nin 311. maddesinde yer alan rızanın aranmaması şartlarının dava dosyamızda yer almadığı, davalı babanın çocuğun evlat edinilmesine rıza göstermediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dava evlat edinme kararı verilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu 309. madde,”Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir....
Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir....
Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir....
Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlât edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlât edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir. Zira bu kararın evlat edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlat edinilecek küçük evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlât edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır (Er, s. 73)." Dosyadaki bilgi ve belgelerden; küçüğün dava tarihinden önce aile yanına yerleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli kararı ile davanın, hakkında korunma kararı ve evlat edinilmesinde ana-babanın rızasının aranmaması kararı verilen ve korunma kararı gereği hakkında bakım tedbiri uygulanan küçük hakkında yapılan işlemlerin iptali ile davacılara teslimi istemine ilişkin olduğu, küçüklerin evlat edinilmesinin, 4721 sayılı Kanun'un 305 ila 312 nci maddeleri arasında düzenlendiği, kural olarak küçüklerin evlat edinilebilmesi için anne babalarının rızasının gerekli olduğu, 311 inci madde ile anne-babanın kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa ve küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa artık evlat edindirme işlemlerinde rıza aranmayacağı ve rızanın aranmamasına mahkemece karar verileceği, evlat edinmede iki istisnai durum dışında küçüğün anne babasının rızasının bulunması esas olduğundan rızanın verilmesi ve geri alınması da kanunda düzenlenmiş olup 309 uncu madde gereği...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, koruma kararı verilmesi ve evlat edinmede anne ve baba rızasının aranmaması talep edilmiştir. Mahkemece koruma talebinin kabulüne, rızanın aranmaması talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından, rızanın aranmaması kararı yönünden temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, 08/06/2014 doğumlu küçük ...'in 2828 sayılı Kanun gereğince koruma altına alınmasını ve evlat edinilmesinde anne ve babasının rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş, mahkemece koruma altına almaya ilişkin talep kabul edilmiş, rızanın aranmamasına ilişkin talep reddedilmiştir. Kararı davacı kurum, rıza aranmaması talebinin reddi yönünden temyiz etmiştir....
Küçüğün kurum yurtlarına yerleştirilmesi evlat edinme davasından önce rıza aranmaması davasının açılmasına engel değil ise de aile yanına yerleştirilmesi evlat edinme davasında önce ayrı bir dava olarak evlat edinmede ana/baba rızasının aranmaması davasına engeldir. İş bu husus 6100 sayılı HMK'nın 114/2. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir(HMK m.114/1-h, 115)....
Dava, küçüklerin gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK 309.madde kapsamında anne rızasının tespiti, olmadığı takdirde TMK’nin 311. maddesindeki sebepler ile annesinin evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir....
yı TMK'nın 314. maddesine göre tek taraflı evlat edindiği ve bu durumda davacının murisin mirasçısı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Evlat edinmeye izin verildiği tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 256. maddesi gereğince; evlat edinme, evlat edinenin oturduğu yer sulh hakiminin izni üzerine yapılacak resmi bir senetle olur ve evlat edinme doğum kütüğüne yazılır. Anılan yasa hükmü doğrultusunda mahkemece evlat edinilmesine izin verilmesinden sonra noter sözleşmesinin yapılması ve evlatlık ilişkisinin doğum kütüğüne işlenmesi gerekir. Muris ...'nın nüfus kaydı incelendiğinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.07.1974 tarihli ve 1974/343 Esas-288 sayılı kararı ile evlat edinmeye izin verildiği anlaşılmış ise de evlat edinmeye ilişkin olarak düzenlenmiş bir noter sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu nedenle 743 sayılı Medeni Kanuna göre kurulmuş bir evlatlık ilişkisi mevcut değildir....
Küçüğün kurum yurtlarına yerleştirilmesi evlat edinme davasından önce rıza aranmaması davasının açılmasına engel değil ise de aile yanına yerleştirilmesi evlat edinme davasında önce ayrı bir dava olarak evlat edinmede ana/baba rızasının aranmaması davasına engeldir. İş bu husus 6100 sayılı HMK'nın 114/2. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir(HMK m.114/1-h, 115)....