Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1984/450 Esas ve 466 Karar sayılı dosyasında evlat edinildiğini, ancak bunun kayıtlarda görünmediğini, 743 sayılı MK zamanında mahkeme kararının ardından noterde resmi senedin düzenlenmesi gerektiğini,ancak bu işlemin o zamanlar yapılmadığını belirterek evlat edinmeye izin verilmesi kararınının nüfus kayıtlarına işlenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ölenin evlat edinme iradesinin hiçe sayılmasının (TMK)'nun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceğinin apaçık bir gerçek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi yürürlükte iken Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan evlat edinmeye izin kararına dayanılarak evlatlık ilişkisinin kurulduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının Denizli 2....
i evlat edinmesine dair ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1997/460-634 E-K sayılı ilamına göre yapılan ... 12.Noterliğinin 19/06/1997 tarihli ve 09144-09145 sayılı evlat edinme sözleşmelerinin iptali istenmiş, davacı evlat edinen...'ın 2009 yılında ölümü ile davaya muhtemel yasal mirasçıları tarafından devam edilmiştir. Mahkemece, evlat edinen...'ın ikametgahının ... olmasına rağmen evlat edinmeye izin kararının yetkisiz ... Sulh Hukuk Mahkemesince verildiği, evlat edinen ile evlat edinilenler arasında kanunun aradığı şekilde hiçbir şekilde gerçek evlat edinme ilişkisi yaşanmadığı gerekçesi davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekillerince temyiz edilmiştir....
Aynı kanunun 316. maddesine göre de, evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilebilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir....
edinmesinde evlat özlemini ve annelik zevkini tatmak gibi bir amacı olamayacağını, evlat edinmeye izin kararının 1986 yılında verildiğini, bunun nüfusa tescilinin ise 2018 yılında yapıldığını, bu sebeple evlat edinmeye ilişkin işlemlerin hükümsüz kaldığını, yine davalının Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/537 esas sayılı dava dosyasında alınan beyanında, evlat edinmek için izin kararı alınmış ise de, bu konuda noterden bir sözleşme düzenlenmediğini, resmi olarak muris tarafından evlat edinilmediğini beyan ettiğini belirterek, usul ve esas yönünden hukuka aykırı evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” Bu hükme göre; evlat edinmede aracılık yapan kurumun veya evlat edinenin istemi üzerine, evlat edinmede ana ve/veya babanın rızasının aranmamasına karar verilebilmesi için, iki koşulun birlikte var olması gereklidir. Birincisi; küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilmiş olmalıdır. İkincisi ise; ana ve babadan birinin rızasında eksiklik bulunmalıdır. Şu halde, küçüğün bakımından sorumlu olan kimselerin herhangi bir sebeple görevini yerine getirmemesi halinde çocuğun, tedbiren resmi veya özel bakım yurduna alınmış olması, "gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirme" niteliğinde değildir....
müvekkili tarafından evlat edinilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
TMK'nin 315. maddesinin 2. fıkrasına göre evlat edinme başvurusundan sonra evlat edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği takdirde evlat edinmeye engel olmaz. Dava, hayatta iken dava açan, mahkeme huzurunda evlat edinme iradesini ortaya koyan ve yargılama sırasında ölen kişinin evlat edinme istemine ilişkindir. Böyle bir davada davacı mirasçılarının davayı kabul beyanında bulunması gerekmez. Dosya kapsamına göre, ölen davacı ...'in davalı ... Ergit'i evlat edinme şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir....
Şu halde, evlat edinme; evlat edinenle evlatlık arasında kan bağına dayanan üstsoy-altsoy hısımlık ilişkisi kurmaz. Evlatlık ve onun altsoyunun, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olması (TMK. m. 500/1), bu ikisi arasında üstsoy-altsoy kan hısımlığı ilişkisi kurulduğunu göstermez. Eğer öyle olsaydı, evlat edinenlerin ve hısımlarının da, evlatlığa mirasçı olmaları gerekirdi. Oysa, Türk Medeni Kanunu, bunu kabul etmemiştir. (TMK. m. 500/2) Bu ikisi arasındaki evlenme yasağı da (TMK. m. 129/3), üstsoy-altsoy hısımlık ilişkisinden değil; kanundan doğmaktadır. Evlat edinmeyle, evlatlığın öz ana ve babasına ait tüm hak ve yükümlülüklerin (velayet) evlat edinen(ler)e geçmesi, evlat edinmenin sonucu olup, kan bağına dayanan bir hısımlık ilişkisinin sonucu değildir. Dolayısıyla, evlat edinmeye muvafakat vermeyen davacının evlatlığı Senem, davacının "altsoyu" sayılamaz....
Bu halde, evlat edinmede babanın rızasının aranmamasına ilişkin karar, çocuk evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilmiş ise evlat edinmede aracılık yapan kurumun veya evlat edinenin başvurusu üzerine verilir (TMK m. 312/1). Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir (TMK m. 312/2). Küçüğün annesinin, babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına ilişkin mahkemeden karar istemesi yasal olarak mümkün değildir. O nedenle babanın rızasının aranmamasıyla ilgili talebin mahkemece reddedilmesi, bu sebeple sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir. 2- Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü ve yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlat edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlat edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir (TMK m. 309)....
Evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir. Aynı Yasa'nın 309/1. maddesinde evlat edinmede, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektiği, 311. maddesinde ise ana ve babanın rızasının aranmayacağı durumlardan birisinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi olduğu düzenlenmiştir. 316. maddesine göre de evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilebilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir....