Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; Türk Medeni Kanunu'nun 305 ve devam eden maddelerinde yer alan küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin koşullar ile küçüklerin evlat edinilmesinde ana ve babasının rızasının aranmamasına dair koşullar gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece, küçük Ayşegül’ün evlat edindirilmesinde ana babasının rızasının aranmamasına ve davacılar tarafından evlat edinilmesine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. " şeklinde karar vermiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinilen Erginin Ana Baba Adının Evlat Edinenler :Olarak Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edinilen erginin ana baba adının evlat edinenler olarak değiştirilmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarih 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, yaşı küçük iken evlatlık alındığını, nüfus kaydında ana-baba adı ve soyadı olarak evlat edinen kişilere ait bilgilerin geçtiğini, ancak çevrede gerçek ana -baba adı ve soyadları ile tanındığını bildirerek nüfus kaydında...olan baba adının ... olan anne adının... olan soyadının da Uyanık olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, davacının küçükken evlat edinildiğini, küçüklerin evlat edinilmesi sırasında ana baba adı ve soyadı olarak evlat edinenlerin ad ve soyadını alacağının belirlendiğini, Yasanın açık hükmü karşısında bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere Ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
(....) .....’nun, Ermenek Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.1988 gün 1988/78 E.-67 K. sayılı ilamıyla Özkan Karpuzcu tarafından evlat edinildiği, davacının evlat edinenin hanesine onun soyadını alarak kaydedildiği görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 314. maddesinin dördüncü ve Nüfus Yönetmeliğinin 105. maddesinin dördüncü fıkra hükümlerine göre, eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır. 15.03.2009 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzüğün 20. maddesinin dördüncü bendinde “eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır....
Bunlardan birincisi; kan bağına dayanan soybağı, başka bir anlatımla çocukla biyolojik (genetik) ana ve baba arasındaki soybağı, ikincisi ise evlat edinme ilişkisi yoluyla kurulan soybağıdır. Somut uyuşmazlıkta, hukuki temele dayalı doğru bir sonucun elde edilmesi, bu ikili sistemin iyi anlaşılmasına bağlıdır. Bu noktada babalık hükümleri üzerinde durulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesine göre babalık; “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve ...; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” Burada üzerinde durulması gereken husus, başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuğun bu bağ geçersiz kılınmadıkça babalık hükmü kurulup kurulamayacağıdır....
Yani bir eşin, diğerinin çocuğunu evlat edinmesi birlikte evlat edinme ana kuralı kapsamında kabul edilmiş olup, 307.madde de düzenlenen tek başına evlat edinme ve diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması ve sayılan diğer hallerle sınırlı olarak tek başına evlat edinmenin istisnaları kapsamında değerlendirilmemiştir. Evlât edinme ile birlikte gerek evlâtlığın gerekse evlât edinenin şahsına ilişkin bir takım hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır. Yani mahkemenin kesinleşen evlat edinme kararı sonucu kendiliğinden -başka bir hükme hacet olmaksızın- belli sonuçlar doğmaktadır. Evlat edinilenin, evlat edinenin mirasçısı olması gibi. Bu sonuçlardan birisi de somut uyuşmazlığa konu olan evlat edinilen küçüğün anne ve baba adına ilişkindir....
yürürlük tarihi 03/11/2017'dir. "...eşler tarafından birlikte evlat edinilen ergin kişilerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılamayacağından, mahkemece evlat edinenin ana ve baba adının değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir..."...
ın evlat edinilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. (TMK 309/1) .... Aile Mahkemesince 2011/620 esas sayılı dosya ile 18/11/2011 tarihinde evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verildiği görülmektedir. Verilen karar ana ve baba bakımından küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmedikleri sebebine dayanmaktadır. Bu karar anaya tebliğ edilmiş, babaya ise herhangi bir tebligat yapılmamıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, kurum koruması altında olan küçük Hayat'ın evlat edindirme hizmetinden yararlandırılacağını, bu amaçla açılan velayetin nezi ve evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması davasında çocuğu temsil etmek üzere kurum çalışanı ...'un kayyım atanmasını istemiş, mahkemece İzmir Defterdarı kayyım atanmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı Medeni Kanunun 426. maddesi gereğince küçüğe temsilen kayyım atanmasını istediğine göre deliller bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, olayımızda uygulanma olanağı bulunmayan 3561 sayılı Yasaya göre İzmir Defterdarı'nın kayyım olarak atanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Korunma Kararı ve Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, koruma kararı ve evlat edinmede ana-baba rızasının aranmamasına ilişkindir. Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 16.11.2017 tarihli kararı ile "Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında, Kanunda öngörülen tedbirlerin alınması ve evlat edinme işlemi, küçüğün haklarına etkili olduğu gibi, yasal temsilcilerinin haklarına da etkilidir. Bu bakımdan davanın küçüklerin yasal temsilcisine husumet yöneltilerek görülmesi, gösterilmesi halinde onların da delillerinin toplanması gerekir....