Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, morluk ve izlerin müdahale ile giderilebildiği, davacının istediği manevi tazminat tutarı, yukarıda açıklanan ilkeler, davalıların eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM'ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yerinde olduğu, fazla olmadığı anlaşıldığından davalıların istinaf istemi de yerinde görülmemiştir....
Manevi tazminat taleplerinde 6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir....
Şti'ne yönelik açtığı maddi ve manevi tazminat davalarını atiye bırakması (geri alınması) ve davalıların buna muvafakat etmeleri nedeniyle, bu davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacının,...günü davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı ...plakalı kamyonetin neden olduğu kaza sonucunda, ......
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi tazminat yönü ile temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir....
alan; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51. maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacı ...’ın kusursuz olması ve davacılardan ...’nın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek oranda yaralanması diğer küçük davacılar ...’ün ise araçta kaza esnasında yaşanan korkuya maruz kaldıkları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların kaza neticesi çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına...
alınarak davalılara verilmesine, 10- )Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davalı Lütfi Gönder'den alınarak davacıya verilmesine, 11- )Manevi tazminat yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 12- )Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1- a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi....
olduğu, Hakimin manevi tazminat miktarını tarafların kusur oranlarına, sosyal ve ekonomik durumlarına ve adalete uygun olarak takdir etmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın, manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da göz önünde tutularak, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği gibi davacı taraf lehine anılan ilkeler de dikkate alınarak manevi tazminatın takdir edilmesi gerekirken mahkemece somut olaya uygun düşmeyecek şekilde manevi tazminatın bir miktar az takdir edildiği, ancak bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK' nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince mahkemece verilen karar düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Mahkemece dış cephe değişikliklerinin ve asansör eklentisinin davacının muvafakati alınmadan yapıldığı, davacının 5846 sayılı Kanun'dan kaynaklanan haklarının ihlal edildiği, davacının manevi tazminat talebinin haklı olduğu, davacının maddi zararı olmadığını beyan ettiği, eski hale getirme talebinin davalının binada mülkiyet hakkının bulunmaması, kat maliki olmaması ve eski hale getirilme talebinin kat maliklerine yöneltilen bir dava ile mümkün olabileceği nedenleriyle reddinin gerektiği gerekçesi ile manevi tazminat talebinin kabulüne, maddi tazminat ve eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiştir....
Asıl davada davacı taraf dava dilekçesinde konu kısmında 15.000 TL manevi tazminat istediğini belirtmesine karşın, dilekçenin sonuç kısmında 10.000 TL olarak belirterek dilekçe içinde çelişki yaratılması ve Mahkemece bu konuda davacıya mehil verilmemiş olması usulen doğru olmamış ise de usul ekonomisi de davalıların reddeilen miktar için vekalet ücretine ilişkin istinaf talebi bulunmadığından davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek sonuç olarak somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, TBK'nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....
, katılma yoluyla istinaf başvurularının kabulü ile manevi tazminat talebinin kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve manevi tazminat taleplerinin de tamamının kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur....