Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin dosyadaki cevabi yazısında davalının, Cam eşya imali ve dekorasyon mesleği ile esnaf odasına kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Davaya konu işyeri davalıya kuruyemişçi dükkanı olarak kiraya verilmiş olup davalı ....07.2013 tarihli duruşmadaki beyanında işyerini yöneticisi olduğu ... ... ve Ambalaj San. Ltd Şti adına işlettiğini bildirmiştir. Mahkemece vergi dairesine yazılan yazıyla verilen cevapta davalının söz konusu şirketin yöneticisi ve ortağı olduğu bildirilmiştir. Davalının duruşmadaki beyanı ve mevcut durum karşısında davalının kiralananı esnaf faaliyeti kapsamında işletmeyip yöneticisi olduğu ticari şirket adına işlettiği ve bu sıfatı nedeniyle ... 346.madde hükmünün davalı hakkında uygulanmayacağı bu defaki inceleme sonucunda anlaşılmıştır. Bu durumda davacı vekilinin karar düzeltme istemi kısmen yerinde görülerek bozma ilamında yer alan ..., ... ve ....paragrafların bozma ilamından çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir....
Tarafların tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü, Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda taraflar ticaret sicil kayıtlarının bulunmadığı, davacının esnaf kaydının bulunduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, son ... yılı gayrisafi hasılat miktarının ... TL olduğu, davalının ise potansiyel mükellef olarak kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir....
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 23/03/2023 tarihli yazısında davacının 10/03/2020 tarihinde ... sicil numarası ile Ümraniye Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğu ve bu kaydının halen devam ettiği belirtilmiştir. Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğünün 20/03/2023 tarihli yazısında, davacının 01/09/2021 tarihinden sonra ışıklı tabela, ışıklı reklam panosu ve benzerlerinin imalatı faaliyetiyle gerçek usulde vergi mükellefiyetinin bulunduğu bildirilmiştir....
Mahkememizce Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; davalı ...'in esnaf kaydının bulunup bulunmadığı hususunda bilgi ve belgelerin celbi istenildiği, verilen cevapta; davalı ...'in herhangi bir kaydına rastlanmadığı, Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına yazılan müzekkereye davalının gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Mevcut davada davanın mutlak ticari dava olmadığı sabit olup, davanın nisbi ticari dava olup olmadığının tespiti açısından TTK 12 ve 11 inci maddelerinin incelenmesi gerekmektedir....
TTK 11(1) maddesi kapsamında ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmıştır.Ticari işletmenin ticaret siciline kayıtlı olmaması,esnaf odasına kayıtlı olması, bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez. Vergi mükellefi olup olmamak da tacir-esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak değerlendirilmez....
sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüş, 25. maddeye göre de “gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da esnaf ve sanatkar siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı oldukları tarihten itibaren bu Kanuna göre sigortalıdır.” hükmü getirilmiştir. Gerçekten 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu Esnaf ve Küçük Sanatkarları 2. maddesinde tanımlamıştır....
Somut olayda davacının sigortalılık dosyasında iki adet Meslek Odası kaydı ve Esnaf Sicil Memurluğu kaydı vardır. Gerçekten 26.5.1986 tarihinden itibaren devam eden Esnaf Sicil Memurluğu kaydının varlığı halinde Meslek Odası kaydı ile birlikte Esnaf Sicil Memurluğu kaydının devamı nedeniyle vergi kaydı olmayan dönemlerde de 3.11.1995 tarihine kadar 506 sayılı Yasaya tabi çalışmalarının dışında esnaf ... sigortalısı olduğunun kabulü gerekecektir. Sigortalılık hak ve mükellefiyetinden feragat mümkün olmadığından davacının 24.11.2005 tarihli dilekçeyi vermiş olması sonuca etkili değildir. Çünkü her ne kadar 15.7.1988 tarihinden sonra vergi kaydı yok ise de; 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik nedeniyle davacının oda ve Esnaf Sicil Memurluğu kaydının devamı nedeniyle 15.7.1988 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu sabittir. Bu dönem için Oda ve Esnaf Sicil Memurluğu kaydının birlikte devam etmesi sigortalılık için bir karinedir....
Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlenmiştir....
Davacı, davalı odaya kayıtlı esnaf olarak faaliyette bulunduğu sırada 28.12.2001 tarihinde esnaflık faaliyetine son verdiğini, bu tarihten sonra hiç bir şekilde faaliyette bulunmadığını, durumun odaya bildirildiğini, ancak herhangi bir işlem yapılmadığını, üyelik aidatının tahsil edilmeye devam ettiğini belirterek, 28.12.2001 tarihinden itibaren esnaf faaliyetinde bulunmadığının tespiti ile odadaki üyelik kaydının silinmesini talep etmiştir. Davalı, davacının oda kaydının silinmesi için bir başvurusunun olmadığını, resen silinmesinin de mümkün olmadığını, davacının halen üye olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, davalı odanın üyesi olan davacının 28.12.2001 tarihinde ticareti terk ettiği kabul edilerek, bu tarihten itibaren üyelik kaydının silinmesine karar verilmiştir. ......
Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu'na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez....